menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Haydi şu İmralı mektubunu açıklayın!..

105 1
30.07.2025

İmralı’daki teröristbaşının “manevi oğlu”, ABD Başkanı Trump’ın sözde generali, Suriye PKK’sının başı Mazlum Kobani, ona bağlı sözde Suriye Demokratik Güçleri (SDG), sözde Rojava özerk yönetimi ve dahi silahlı YPG’si ısrarla, “özerlik, adem-i merkeziyetçi yönetim” istiyor. ABD’nin verdiği silahların teslimini de reddediyor.

İktidarımızın medyası ise bu aktörlerin, “Suriye topraklarının bütünlüğüne bağlıyız” lafına sarılırken, koştuğu şartları görmezden gelip, Suriye’nin yeni devlet başkanı HTŞ’nin lideri Colani ile Mazlum Kobani arasında 10 Mart’ta yapılan anlaşma gereği, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların Suriye devlet yönetimine entegre olacağını” anlatıyor.

Buna da “Tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye. YPG’ye devlet borçlu değiliz.” diyen Trump’ın yeni BOP kayyımı, ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ı kefil gösteriyor!..

Barrack, Colani’ye, “SDG’yi koru” şartı koşmuş, “SDG’den silahları toplayıp örgütü lağvedecek misiniz?” sorusuna, “Beni aşar, Trump’a sorun” karşılığını vermiş ve Pentagon önümüzdeki sene için SDG’ye 130 milyon dolar ayırmış, ne gam!.. Yeter ki, Türk Milleti gerçekleri bilmesin, PKK’nın “mangal partileriyle” kandırılmaya çalışılsın.

Oysa Suriye yönetimi bile 10 Mart’ta imzalanan anlaşmada şu ana kadar herhangi bir ilerleme sağlanmadığını kabul ediyor.

Malûm, Mazlum Kobani 10 Mart’ta ABD helikopteriyle Şam’a götürüldü. ABD-Fransa ortaklığıyla Colani ve Mazlum Kobani’ye 8 maddelik anlaşma imzalatıldı.

O anlaşmadan evvel Colani yönetiminin ilk günlerinde iktidar ve medyasında havayı hatırlayalım.

Medya, Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu’nun Suriye’yi PKK’dan kurtaracağını, operasyon için emir beklendiğini, 25 bin kişilik ordunun PKK/YPG’yi kuşattığını yazdı...

MSB kaynakları, “Suriye’deki yeni yönetim ve onun ordusu olan SMO’nun, Suriye halkı ile birlikte terör örgütü PKK/YPG tarafından işgâl edilen bölgeleri kurtaracağına inanıyoruz.” açıklamasını yaptı...

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, “Şam’da artık yeni bir yönetim var. YPG/PKK sorunu, öncelikle onların sorunu. Eğer bu konuyu düzgün bir şekilde ele alırlarsa, bizim müdahale etmemiz için bir neden kalmaz.” derken, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir bölgenin Türkiye açısından tehdit oluşturup oluşturmayacağı sorusuna şu karşılığı verdi:

“Sanırım Suriye halkı adına konuşmam doğru olmaz; çünkü bu, Suriyelilerin karar vereceği bir mesele. Ancak Türk politikası açısından şunu söyleyebilirim: Kürt, Arap ve Türkmen sivillerin kendi yerlerinde, yani memleketlerinde yaşamalarını isteriz. Bu insanlar rahatsız edilmemeli, zorla yerlerinden edilmemelidir.”

Böylece 10 Mart anlaşmasına vasıl olundu, herkes derin bir nefes aldı. Anlaşmanın ardından medyamızın attığı manşetler şöyleydi:

“Suriye’de kritik imza. Şara ve Mazlum Abdi el sıkışıp silahların bırakılması için anlaştı. Takım elbiseli tasfiye... Bütünleşme yolunda 8 maddelik Şam........

© 12punto