'İlk Kurşun' kutlamaları hiç mi kanınıza dokunmadı?!
“Sorumlu dil kullanma” adı altında milleti uyutarak yol almaya çalışıyorlar ya, DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan bir konuşmasında, “Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağı ile ilgili hiçbir sorunumuz olmadı. Hiçbir zaman da tartışma konumuz olmadı.” dedi.
En büyük takdiri de iktidarın sesi Abdülkadir Selvi’den gördü. Selvi, “çok sorumlu bir dil kullandığı” için Bakırhan’ı, “yürekten tebrik etti”.
Doğru, şimdiye kadar Türkiye’nin başkentini, dilini ve bayrağını tartışmaya açmadılar. Çünkü yürek isterdi... Ama maalesef bu gidişle onları da tartışmaya açarlar!..
Tamam tartışmadılar, ama her fırsatta “ana dilde eğitim” deyip Kürtçe’nin ikinci resmi dil olmasını istemiyorlar mı?.. “Amed” diyerek Diyarbakır’a sözde başkent muamelesi çekmiyorlar mı?.. Tören ve toplantılarında “sarı-kırmızı-yeşil” bezi asmıyorlar mı?.. Ve dahi “Ey Rakip” veya “PKK marşını” söylemiyorlar mı?..
İşte geçtiğimiz Haziran’da, öldürülen iki PKK’lının anmasında o sözde marş okunmadı mı?
Daha geçen haftaki Hacı Bektaş Veli Anma Törenlerinde İstiklâl Marşı okunurken lütfedip ayağa kalksa da Tuncer Bakırhan’ın başını öne eğip ellerini önde birleştirmesi bir “sorunları” olduğunu göstermedi mi?
PKK kendini fesh etti ve silah bıraktı, öyle mi? DEM’in teröristbaşının Şunlıurfa’daki köyünde düzenlediği “barış ve demokratik toplum buluşmaları”nda; “PKK halktır halk burada” sloganları atılıp “PKK bitmedi bitmeyecek” denilmedi mi?
İmralı’daki teröristbaşının çağrısı sadece PKK değil, KCK, YPG/PYD, PJAK’ı da kapsıyordu değil mi? Suriye’deki YPG/PYD’nin yaptıkları ortada... PJAK, “hayır” dedi... Terör örgütünün çatı yapılanması KCK’ya gelirsek; “ilk kurşun günü” ve “diriliş bayramı” olarak nitelendirdikleri, PKK’nın ilk silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli baskınlarının 41’inci yıldönümü münasebetiyle, “15 Ağustos çizgisinin kahramanlarını lâyıkıyla anmalıyız” çağrısı yaptı.
Söz konusu çağrıda; “İnkâr ve asimilasyon temelinde soykırıma uğrayan, adı dahi artık anılmayan ve varlık sorunu yaşayan Kürt halkı, destansı 15 Ağustos atılımı ve direniş tarihi ile yok olmaktan kurtulmuş, varlık kazanmış ve özgürlüğünü teminat altına almıştır” denilerek şunlar vurgulandı:
“başkan Apo, varlık kazanma sürecinin tamamlanması ile varlığın özgürlük statüsüne bağlanması temelinde ‘demokratik toplum manifestosu’ sürecini başlattı... demokratik toplum-demokratik cumhuriyet çözümü artık diyaloğu, müzakereyi ve hukuksal tanınmaya dayalı demokratik siyaset yöntemini gerektirmektedir. Demokratik çözüm süreci, başkan Apo’nun, büyük direniş tarihimizin ve şehitlerimizin kutsal emeklerinin başarısıdır... Bu temelde, tüm yoldaşlarımızın, Kürt halkının, halkların, kadınların, gençlerin, inançların, emekçilerin 15 Ağustos bayramını kutluyoruz ve halkımıza bu şanlı tarihi özgürlükçü çözüm........© 12punto
