menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir provokasyonun anatomisi... Yine mi aynı senaryo?

17 0
01.07.2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Leman Dergisi hakkında başlattığı soruşturma ve akabinde yaşanan sokak saldırıları, yalnızca bir karikatür üzerinden yürütülen hassasiyet meselesi değil; çok daha organize, ideolojik ve tehlikeli bir baskı biçiminin izlerini taşıyor.

Yaşadıklarımız, Türkiye'de seküler kamusal alanı kuşatma girişimi olarak okunmalı.

Leman Dergisi’nde yer alan karikatürde Hz. Muhammed’in doğrudan tasviri yer almıyor. Buna rağmen, karikatürü paylaşan kimi çevreler onu bulanıklaştırarak dolaşıma soktu. Bu yöntem bilinçli bir çarpıtmanın parçasıydı. Karikatür hiç görülmeden infial yaratıldı.

Taksim’deki saldırılar münferit değil, örgütlüydü. Bu tarz saldırılarda radikal unsurların kontrollü biçimde devreye sokulduğu, ortalama zekâ üzerindeki herkes tarafından bilinir.

Sayıca az ama görünürlüğü yüksek gruplar, “toplumsal öfke var” algısı yaratarak hedefi sindirmeye çalışır. Olay yerinde kalmaları, slogan atmaları, kalabalığı provoke etmeleri bu gösterinin parçasıdır.

Bu tür eylemler, sadece bir kurumu değil; aynı düşünceye sahip herkesi hedef alır. Amaç, “Baskı altındasınız” mesajıdır. Bu bir fiziksel saldırıdan çok, psikolojik tahakkümdür. Böylece tüm bir topluma gözdağı verilmeye çalışılır.

Dün bir kez daha gördük ki, tarikat yurtlarında çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarında sessiz kalanlar, Gazze'de 60 bin insanın öldürülmesine dair tek eylem dahi yapmayanlar, bir karikatür üzerinden seferberlik ilan etti.

Bu çelişki, ahlâkî değil, politik bir pozisyon alışın sonucudur. Dini duygular, politik hesaplar için araçsallaştırılıyor. Bu inancı, İslam'ı savunmak değil, iktidarı savunan tipik bir siyasal islamcı davranışıdır.

Karikatür çizebilenler değil; bu bağnazlıkla........

© 12punto