Mutlak Butlancı Kılıçdaroğlu
Ekonomik göstergelere baktığımızda, Türkiye’de işlerin iyiye gitmediğini çok net şekilde görüyoruz. İyiye gitmediği ifadesi bile çok iyimser, bataklıkta çırpınıyoruz demek daha doğru… Bir iktisatçının ekonomideki sefaleti bir kenara bırakarak hukuk yazmak zorunda kalması, o ülke ekonomisinin ne hale düştüğünün bir başka göstergesi olabilir. Bugün biraz hukuk ve siyaset yazacağım.
Nüfusun en zengin yüzde 10’u için işler iyiye gidiyor. İkinci yüzde 10 için göstermelik ağlamalar, sızlamalar, olsa da hayat gayet güzel. Geri kalan yüzde 80’nin sefaletini anlatıyoruz. Anlatmakla kalmıyoruz, çıkış yolu için tek umudun iktidar değişikliği olduğunu iddia ediyoruz.
İktidar değişikliği için gereken şartlar nedir?
Öncelikle seçim. Ardından da toplumsal muhalefeti peşine takacak muhalefet grubu…
13 yıllık genel başkanlığı döneminde girdiği her seçimi ve referandumu kaybeden, muhalif seçmenin gazını alıp oyalayan, kendi seçmeni olmayan kesimlerden bile “Aman AKP gelmesin” diye “tıpış tıpış” oy alan, halkın tepkisini toplumsal muhalefete çevirmek yerine düdüklü tencere gibi sönümlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda kaybetti. Ucuz polemiklere fırsat vermemek için şunu hatırlatmalıyım. Ben bugün eleştiren birçokları gibi, muktedir olduğu zamanlarda Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç alkışlamadım. Meraklısı için yazının sonuna dip not ekliyorum. (1)
Kurultay ve yerel seçim galibi Özgür Özel, partiyi Atatürk ilkelerinden uzaklaştıran ve Sosyal Demokrat ya da Demokratik Sol düşünce yerine, neoliberal düşünceye çeken Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu zihniyetini henüz değiştirmedi ama toplumsal muhalefete bir dinamizm getirdi. Ekrem İmamoğlu ile bir sinerji oluşturdu. CHP’yi birinci parti yaptı. AKP yorgunu millet, yeni bir umut bekliyordu, alternatif oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP larvası siyasal İslamcılarla birlikte kurduğu saçma sapan Altılı Masa faciası hafızalarda. Yüzde 1 ya da 2 oya karşılık verilen 38 milletvekilliği… Bunu hatırlatmamın nedeni şu: Sütten ağızları yandı ama… Özgür Özel’in önünde bir başka büyük sinerji fırsatı daha var. Mansur Yavaş’ın varlığı ile kararsız duran yüzde 30’a yakın seçmen ile çok daha geniş ittifak kurabilme potansiyelini de bir kenara ekleyelim. CHP’nin bu Mutlak Butlan badiresinden sonra, Atatürk Devrimciliğini benimseyen yeni söylemini de bir an önce hazırlaması ve açıklaması gerektiği beklentilerimizi de hatırlatalım.
Yoksulluk ve sefaletin zirve yaptığı, sağlık, eğitim, asayiş, adalet başta olmak üzere kamu hizmetlerinin aksadığı zemin yeni ortaya çıkmış değil. Her geçen yıl, özellikle 2018 tek adam rejimi ile giderek arttı. Bu şartlarda bile Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP 13 yılda girdiği 11 seçimin hiçbirini kazanamadı. Bugün farklı olan, yoksulluk ve seçmendeki yılgınlığa ek olarak yukarıda özetlemeye çalıştığım muhalefetteki gelişmeler ve potansiyeldir. Bu şartlar, AKP iktidarının sonunu getirecek olan şartlardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresi, iktidarı bırakmamak için her türlü yolu deneyecek. Ekrem İmamoğlu ve belediyedeki arkadaşlarına yapılan hukuksuzluklar, CHP’yi ve muhalefeti sindirmedi. Aksine kamuoyundaki destekleri artıyor. Her Çarşamba İstanbul’daki ve hafta sonları farklı illerdeki mitingler, kamuoyu desteğinin giderek arttığını gösteriyor. AKP açısından bakıldığında bu........
© 12punto
