Depremden ders çıkarmak…
23 Nisan İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremden beri hepimiz tedirginiz. Daha büyüğü gelecek mi, gelmeyecek mi tartışmaları içerisinde geçen 4-5 günün ardından bir deprem sonrası klasiği olarak tartışmalar azaldı, deprem riski bir kez daha rafa kalktı. Deprem tartışmaları ise bilim insanlarının kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan ibaret kaldı. Türkiye ekonomisinin neredeyse p’ini elinde tutan Marmara Bölgesinde yaşanacak olası bir yıkıcı depremin etkilerinin nerelere varabileceğini tahmin bile etmekte zorlanıyoruz.1999’da yaşadığımız İzmit depreminden ya da 2023 yılında yaşadığımız Kahramanmaraş depreminden tecrübe ederek İstanbul’u bir deprem tehdidi gelmeden önce depreme dayanıklı bir şehir haline döndürmek mümkündü. Fakat bırakın depreme dayanıklı hale getirilmeyi toplanma alanları bile imara açıldı. Şimdi insanlar olası bir depremde nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilmez vaziyette kaderlerine teslim edilmiş durumdalar.
“Deprem doğal bir afet, kadere teslim olmayacağız da ne yapacağız” derseniz bakınız Şili ne yaptı da deprem bölgesinde olmanın dezavantajına karşı başarılı oldu, kaderini değiştirdi görelim;
Şili 1960 yılında 9,5 büyüklüğündeki bir depremle adeta altüst oldu. Beş bin kişi yaşamını yitirdi. Yaşadığı bu küçük kıyametten ders çıkararak yapı yönetmeliklerini yeni binaların dokuz büyüklüğündeki bir depreme dayanıklı olacak şekilde yeniledi. Eski binaları ise ivedi........
© 12punto
