Rekor puanlar, derin şüpheler: LGS’de başarı mı, anomali mi? İstatistikler ne söylüyor?
15 Haziran 2025’te uygulanan ve 11 Temmuz’da açıklanan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı, yalnızca öğrencilerin değil, toplumun vicdanının, güven duygusunun ve eğitim sistemine olan inancın da test edildiği bir sürece dönüştü. "Tarihî zorluk" düzeyiyle anılan bu sınavdan 719 öğrencinin tam puanla çıkması ve binlercesinin yalnızca 1-2 yanlışa takılması, başarıdan çok bir "güven bunalımına" işaret etti. Sınav sonuçlarıyla birlikte kamuoyunda yankılanan ilk tepki sevinç değil, şüpheydi: “Bravo çocuklarımıza!” değil, “Bu işte bir gariplik var” denildi.
719 tam puanlı öğrenci, sadece bir rekor değil; aynı zamanda eğitim ölçme-değerlendirme tarihinde açıklamaya muhtaç bir istatistiksel anomaliydi. Bu durum, öğrencilerin performansından çok, sistemin adaleti, ölçme güvenliği ve şeffaflığı üzerinden tartışıldı. LGS 2025, artık kaç kişinin tam puan aldığından çok, bu puanların kamu vicdanında ne kadar karşılık bulduğuyla anlam kazanan bir dönüm noktasına dönüştü.
2025 LGS, öğretmenler, öğrenciler ve eğitim uzmanlarının ortak kanaatiyle son yirmi yılın en zor sınavı olarak tanımlandı. Özellikle Türkçe testinde uzun ve dikkat gerektiren paragraf soruları zaman yönetimini oldukça zorlaştırdı. Matematik bölümünde ise çok adımlı, soyut mantık temelli problemler sadece bilgi değil, psikolojik direnç de gerektiriyordu. Sınav sonrası çeşitli mecralarda dile getirilen yorumlar, öğrencilerin yaşadığı bu zorluğu açık biçimde yansıtıyordu. “Bu kadar zor bir sınavdan tam puan alan ve 1 ya da 2 yanlışı olan varsa, gerçekten olağanüstü bir yetenek ya da başka bir şey olmalı” gibi ifadeler, sınavın adaletine olan inancı tartışmaya açtı. Öğretmenler de benzer biçimde, sınavın seçici yapısının en güçlü öğrencileri bile moral bozukluğuna sürüklediğini dile getirdi.
Ancak asıl dikkat çekici olan nokta, sınavın bu kadar zor olmasına rağmen 719 öğrencinin 500 tam puan alması ve binlerce öğrencinin de 1 ya da 2 yanlışı olmasıydı. Bu sayı yalnızca istatistiksel bir başarı değil, eğitim bilimi açısından açıklama gerektiren bir anomalidir. Önceki yıllarla kıyaslandığında durum daha da çarpıcı bir hâl alıyor. 2020 yılında 181, 2021 yılında 97, 2022 yılında 193, 2023 yılında 562 ve 2024 yılında 352 olan tam puanlı öğrenci sayısı, bu yıl bir önceki yıla göre neredeyse iki katını aşarak 719’a yükseldi. Eğitim uzmanlarının sınav sonuçları açıklanmadan önce yaptığı değerlendirmelere göre, bu zorluktaki bir sınavdan en fazla 200 tam puanlı öğrenci çıkması öngörülüyordu. Ancak sonuçlar, ölçme araçlarının geçerliliğini ve sınav güvenliğini ciddi biçimde tartışılır hale getirdi. Kamuoyunda yükselen tepki şuydu: Bu kadar zor bir sınavda bu kadar çok birinci ve binlerce 1 ya da 2 yanlış........© 12punto
