Türkiye 'garantör' olmaktan vazgeçerse...
İki gün önce Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin, AB'nin 12 milyar avroluk yatırım sözü karşılığında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıyıp büyükelçi atamasının, Türkiye'nin son yıllarda dış politikada yediği en kritik gol olduğunu yazmıştık.
Üstelik, iktidardan değil buna tepki vermek, meseleye dair eli yüzü düzgün bir açıklama bile gelmemişti.
Ortada, bunu engellemek için gösterdiği bir çaba olmaması dikkat çekiciydi.
“Yapmadı, yapmak istemedi; belki de KKTC'yi artık tamamen gözden çıkarmanın vakti geldi diye düşünmüştür, belki de kendi iktidarının devamını garanti altında tutmanın dışında böyle önemli bir kozu (sığınmacı) Kıbrıs için harcamak istememiştir, bilmiyoruz.” demiştik.
Ankara'nın derin mahfillerinden gelen bilgiler pek hayra alamet değil.
Lafı hiç uzatmadan yazalım:
İktidar her an KKTC'yi gözden çıkarabilir; yani üç vakte kadar uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkından vazgeçip Rumları, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin meşru temsilcisi olarak tanıyacak adımlar atmaya başlarsa şaşırmayalım.
“O kadar da olmaz.” diye düşünmeyin; Annan Planı halkoylamasına sunulduğunda top direkten dönmüştü. AKP, iktidarda daha iki yılını bile doldurmamışken buna cesaret edebildiyse, şimdi haydi haydi KKTC'nin ipini çekebilir.
Harici işlerle az buçuk ilgilenenler çok iyi bilir ki, bu işler........
© 12punto
