‘Deli Adam Teorisi’
BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma, dünyanın çok ciddi bir “Trump” sorunu ile karşı karşıya olduğunu bir kez daha gösterdi.
Aslında, bu konuşmasının işaret fişeğini Putin ile Alaska'da yaptığı zirve sonrasında atmış, Avrupalı liderleri Beyaz Saray'da Nazilli bardağı gibi karşısına dizmiş, bir güzel ayar vermişti.
Kendisini az buçuk tanıyanlar için sürpriz olmadı.
O vakit söyledikleri de yenilir, yutulur cinsten değildi. Ama bu kadar ileri gidebileceğini herhalde kimse tahmin etmedi, edemedi.
Aksilik olmasaydı, Beyaz Saray ya da Dışişleri bürokratlarının yazdığı, belki daha dengeli, daha ölçülü bir metni okuyacak, mesajlarını diplomatik bir dille verecekti.
Ne yazık, sanki şeytanın işi yokmuş gibi prompter bozuldu.
Belki aklında ne varsa rahatça söyleyebilmek için böyle bir bahane icat etti. Bilmiyoruz.
Fırsat, bu fırsattı, “Konuşmayı prompter olmadan yapmaktan rahatsız değilim, çünkü prompter çalışmıyor. Yine de burada sizinle olmaktan mutluyum, böylece daha kalpten konuşabilirim. Ama prompterı her kim idare ediyorsa başı büyük belada” dedi, devam etti.
'Kalpten konuşmak'tan kastının ne olduğunu, salvo atışına geçtiği vakit anladık.
Öyle böyle değil.
Say ki kürsüde, karşısındakilere nefret kusan, kendini beğenmiş, hazımsız cahil bir kasaba politikacısı var.
Ağzına geleni söyledi, içinde ne biriktirdiyse döktü. Muhataplarına fırça........
© 12punto
