Doğa sizi bekler
Hiç bilmediğimiz bir coğrafyada her gün başka bir köye yürüyerek, yorgun argın varıp, köydeki – şanslıysak – bir ya da iki restorandan birini seçip yemeğimizi yiyip, yorgunluktan kendimizi yatağa atıyoruz. Bizim senede bir hafta yapabildiğimiz bu yürüyüş turları, buralarda yaşayan insanların günlük aktiviteleri. Ya da hafta sonları yakın şehirlerden arabalarla gelip bisiklete binenler, koşanlar ve yürüyenler görebilirsiniz.
Hem daha sağlıklı olmak hem de yeni yerler görme merakımızla başladığımız bu yürüyüşlerin bana katkısı düşündüğümden çok. Her zaman yapamadığım fiziksel bir aktivite yapmak, bunu yaparken tamamen doğanın sunduklarıyla baş başa olmak, kas ağrılarıyla uyumak, dört kişilik küçük bir ekibi yönetmenin bile yarattığı zorluklarla başa çıkmak çok öğretici. Sanırım hiçbir eğitimde ve iş deneyimimde buna benzer şeyler öğrenmemiştim.
Doğanın içinde olmak, beraber yaşayabilmek, hayvanların sana senin onlara olan saygını yaşatması… Yıllık raporlara yazılan “biyoçeşitliliğe önem veriyoruz, su ve çevre bizim için çok değerli” gibi söylemlerden çok farklı. Aç kalınca dallardan böğürtlen yemek, akan kaynaktan su doldurup içmek, ağaç dallarından meyve koparıp karnını doyurmak doğayı ve yapmamız gerekenleri bir kez daha en iyi şekilde öğretiyor.
Doğayı bilmeyen, hayvanları, bitkileri ve ağaçları tanımayan nesiller yetiştiriyoruz. Onları tanımadığımız, adını bilmediğimiz durumlarda, onları sevmek ve korumak adına nasıl bir şeyler yapabiliriz? Onlarla birlikte yaşamazsak, onların nerede, nasıl yaşadığını hissetmezsek, doğadaki görevlerini anlamazsak ve onları düşünmeden aldığımız kararlarla yaşamlarına zarar verirsek kendi sonumuzu hazırlarız.
Hava sıcak; 18-19 derece. Yürümek için uygun. Güneş bizimkinden farklı; öğlen değil,........
© 10 Haber
