menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Terzi-Modaevi-Hazır giyim konfeksiyon… Bir ömür: Gümrük Birliği

9 0
20.08.2025

Birinci bölüm çocukluk, gençlik ve 1980 yılında başlayan Hazır giyim serüvenimin başlangıç dönemini kapsıyordu.

Sanayi ve ihracata verilen yoğun teşvikler dolayısıyla ihracat çok cazip hale gelmişti. Her bir TL sına imalatçıya 0 Dış ticaret Sermaye Şirketine  nakit teşvik sağlanıyordu. Yani 1 TL’lık ihracat yapınca devlet size @ a varan bir nakit iadesi yapıyordu. İçimizden bugün de örneklerine çok rastladığımız küçük bir kesim durumu istismar ederek hayâli ihracata yöneldiler. Otuz kırk yıl önce yolsuzluk arayanlar olursa bu dönemi araştırmalarını hararetle tavsiye ederim.

Türkiye çıkışlı fiyatlar piyasaların çok altına inince Avrupa Birliği hemen kotalar uygulamaya başladı. Her ürün kategorisinin satın alma kotaları ve eşzamanlı kota borsaları oluştu. Bu borsada alışveriş genellikle gümrük işlemlerini düzenleyen şirketler aracılığıyla yapılırdı. Kota birim fiyatları ise döneme göre değişirdi. Bedelleri ise nakit açıktan ödenirdi. Eğer kesin satış yapılacaksa banka aracılığıyla ödemeler yapılırdı.

Dış Ticaret Sermaye şirketleri büyük miktarda kotaları ellerinde bulundururlar ve bunun da ticaretinden kâr ederlerdi.

1980 yılında başlayan serüven 1990’larda ihracata yönelik bir sanayi oluşturmuştu. Ancak yine küçüklerin değil kota ticaretini yapanların yönettiği bir sektöre dönüşmüştü.

Benim sivil toplumcu ruhum hemen sektörün mutlaka bir derneğinin olduğunu varsaymış ve yolum 1982 yılında Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğiyle (TGSD) kesişmişti.

Toplantılara ve Derneğimizin çalışmalarına katılmaya başladım. 1990 yılında Yönetim Kurulu üyeliğine davet edildim. Daha yoğun çalışmaya başladım. Ufukta Gümrük Birliği ihtimali gözükünce 1994-1996 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanlığına adaylığımı açıkladım.

Kararım kesindi. İki yıl süreyle işimi ihmal etme pahasına ülkemizin Gümrük birliğini gerçekleştirmesi için çalışacaktım. Çünkü Gümrük Birliği gerçekleştiğinde sektörümüzün ve ülkenin önü o kadar açılacaktı. Ben de strateji değiştirerek İtalyan, Fransız, Belçika ve Portekiz’deki pahalı imalâtların yeni Türk üreticisi olacaktım. Bugün de geçerli olan stratejimiz Avrupa’nın ve Amerika’nın orta ve üst fiyat gruplarının........

© 10 Haber