Mavi yaka
Yerleşik düzene geçince, ilk önce kendi tarlanızı ekip biçiyor, kendinize yetiyordunuz. Kimseye ihtiyacınız yoktu. Bağımsız ve özgürdünüz. İhtiyaç fazlası üretim çıkınca savaşmaya başladınız güçlüler diğerlerinin mallarına el koydular. Sonuçta önce teba oldunuz sonra serf ya da reaya.
Sonradan keşfedilen bir kıtadan köklerinizden koparılarak sürgün edilip bir yere çalıştırılmaya getirildiyseniz de köle oldunuz. Kölelik aslında ilk çağlardan beri hep vardı. Sizleri insandan saymıyorlardı.
Bağımsızlığınız ve özgürlüğünüz elinizden gitti. Yüzyıllarca böyle yaşadınız. Herkes doğduğu sınıfa aitti ve sınıflar arası geçiş yoktu.
Sonra Orta Çağ’da zanaatkâr loncalarında çırak sıfatıyla çalıştınız. Ne zaman ki burjuva sınıfı ortaya çıkmaya başladı, işte o zaman sizler de ilk hizmetkârlar olarak tarihte yerlerinizi aldınız.
Sınıf bilincinin gelişmesi 18. Ve 19. Yüzyılda ortaya çıktı.
Tarımdan sanayi devrimine geçince topraktan koparak şehirlerdeki ‘varoşlarda’ yerlerinizi aldınız. İnsaflı olan ve çok insan çalıştıran bazı işverenler sizlere on binlerce kişilik lojmanlar yaptı ve oralarda oturup günde 12 ila 18 saat çalıştınız. Altı yaşındaki çocuklar kömür madenlerine indirilerek çalıştırıldılar. İnsafsızlık, açgözlülük insanın doğasında var.
Tabii ki haklarınızı savunan bilim insanları filozoflar da o devirlerde tarih sahnesine çıktılar. O gün yazdıklarının büyük bir kısmı ne yazık ki bugün için de geçerli.
Bir yüzyıl boyunca insani şartlara kavuşmak için sizin sözcüleriniz oldular. Şartların bugünkü halini alması için 20. Yüzyılı beklemek gerekti.
On dokuzuncu Yüzyılda dünyada en zengin ila en fakir arasındaki fark 20 ila 40 katsayısı ile ölçülüyordu. Bu fark Osmanlı’da ilk yüzde onun servetin yüzde 43 ila 53 ünü elinde tuttuğu şeklinde özetleniyor.
Yirminci yüzyıldaki dünya savaşı nedeniyle olsa gerek en zengin ile en fakir arasındaki fark 10 ila 20 katına düştü. Tahmini yapılan hesaplamalara göre, ülkemizde 2005 yılında üst %5 ile en düşük gelirli yüzde 5 farkın katsayısı 13,7 dir.
Yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde küresel ölçekte bölgelere göre servet açısından yüzlerce hatta binlerce kata varan katsayılara ulaşıldı. Bu kez kesin hesaplamalara göre en yüksek gelir gurubu olan % 5 ile en düşük gelir grubu % 5 arasındaki katsayı 2022 yılında 31 dir.
Doyamadım doyamadım ben parayı sevmelere doyamadım şarkısından girip, işçisin sen işçi kal diye devam edebiliriz.
İlk ve orta çağlarda sınıfsal ayrımlar netti, aralarında geçiş yoktu.
Bu kez de özgürlük, demokrasi, hürriyet, mülkiyet, mucizesi diye yutturulan son iki yüzyılda ve dahi içinde yaşadığımız çeyrek yüzyılda bakınız durum nasıl giderek vahimleşmiş.
Yirminci yüzyılda beden gücüyle çalıştırılan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d