“Gerçek hız, acele etmekten değil, odaktan gelir. Hız zekânın, yavaşlık ise bilgelik testidir.”

Hız, çağımızın yeni dini oldu.

Daha hızlı üretmek, daha hızlı kazanmak, daha hızlı yaşamak…

Ama bu sonsuz hız arayışı, fark ettirmeden derinliği, odağı ve yaratıcılığı çalıyor.

Artık mesele, “en hızlı olmak” değil; doğru zamanda, doğru hızda ilerleyebilmek.

Gerçek liderlik, hızla düşünebilmek ama yavaş karar verebilmektir.

Çünkü düşünce hızla, karar ise dinginlikle anlam kazanır.

Zamanla yarışıyoruz ama çoğu zaman ne için yarıştığımızı bilmiyoruz.

E-postalar, toplantılar, sunumlar, yatırımlar…

Her şey acil, her şey “hemen şimdi.”

Ama aceleyle alınan kararlar genelde yanlış, hızla atılan adımlar çoğu zaman geri dönüşsüz oluyor.

İş dünyasında sık görülen bir yanılgı var:

“Hızlı karar vermek liderliktir.”

Oysa çoğu zaman bu sadece panik refleksidir.

Gerçek lider, durur, düşünür, izler — ve o yavaş gibi görünen an, aslında bilincin hızlandığı andır.

Yavaş olmak tembellik değildir; bilinçle hareket etme sanatıdır.

Bir satranç ustasının hamle yapmadan önce tahtayı uzun süre izlemesi gibi.

Hamleyi erken değil, doğru zamanda yapmak gerekir.

Yavaş düşünen, daha derin görür.

Çünkü yavaşlık, düşünmeye zaman tanır; zaman da sezgiyi doğurur.

Dünyanın en etkili liderleri ve yatırımcıları kararlarını hızla değil,........

© 10 Haber