Krizden çıkışta vücut bütünlüğü stratejisi: Türkiye’yi yeniden inşa etmek
Bugünün Türkiye’sinde ekonomi yalnızca rakamlarla, faiz oranlarıyla, döviz kurlarıyla ya da büyüme verileriyle açıklanamaz.
Tıpkı insan vücudu gibi, ekonominin de işleyen bir organizma olması gerekir. Kalp doğru atmazsa beyin çalışmaz, karaciğer iflas ederse gözler görmez.
Aynı şekilde; döviz kuru tarımla, sanayi enerjiyle, eğitim dış politikayla, yatırım su ve gıda güvenliğiyle birlikte işler.
Ama biz yıllardır bu yapıyı parçalı, tepkisel ve günübirlik çözümlerle yönetiyoruz. Oysa artık zamanı geldi: Türkiye’nin krizi bir beyin tümörü değil, çoklu organ yetmezliğidir. Tedavisi ancak bütüncül stratejik planlama ile mümkündür.
Şu anda Türkiye’nin döviz rezervleri brüt bazda 140 milyar dolara yaklaşsa da net rezervleri hala negatif bölgede seyrediyor. Dış borç stoku 476 milyar dolar, yılın ilk dört ayında dış ticaret açığımız 34,8 milyar dolar. Bu tabloyu düzeltecek sihirli değnek yok.
Ancak görüş ve deneyimlerine değer verdiğim akil işadamı Dr. Ali Nail Kubalı’nın yıllar önce ortaya koyduğu sade ama derinlikli bir model, hâlâ geçerliliğini koruyor: Rekabetçi kur, ihracat garantisi ve ithalatın ikamesi.
Ama bu sefer, meseleyi yalnızca kur politikasıyla değil, “ekonomik reflekslerin nörolojik sistematiği” gibi düşünmeliyiz. Döviz, bu bedenin dolaşım sistemi ise; onu besleyecek organlar sanayi, tarım, turizm, enerji, yatırım iklimidir. Tek başına faizle, kuru tutmaya çalışmak; tansiyonu düşürmek için sürekli kan aldırmaya benzer. Vücut iflas eder.
Türkiye 2024’te 35 milyar dolarlık tarım ithalatı yaptı. Bu,........
© 10 Haber
