menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kölelik Bitti mi, Yoksa Sadece Adını mı Değiştirdi?

10 0
21.04.2025

Bugünün dünyasında insanlar artık zincirlerle bağlanmıyor belki ama başka türlü bir kölelik düzeni sessizce hükmünü sürdürüyor. Artık bu düzen; dinin yanlış yorumlarıyla kutsanmış itaate, bitmek bilmeyen maddi hırslara ve sorgulanmadan sürdürülen geleneklere yaslanıyor.

Acı, eşitsizlik ve adaletsizlik yeni formlar buldu. Artık ekrandan, sokaktan, ofisten sızıyor hayatımıza. En ürkütücü olanıysa, buna alışmamız. Hatta bazen sessizce onaylamamız.

Daha da düşündürücü olan, bu düzene itiraz eden seslerin çoğu zaman “bizden” sayılmayanlardan, ötekileştirilen toplumlardan yükselmesi. Kimi zaman “gavur” diyerek küçümsediğimiz bu insanlar, vicdanın, merhametin ve insan haklarının sesi oluyor. Oysa bir zamanlar ahlakla, adaletle övünen coğrafyamız suskun. Bu sessizlik, bize asıl inancın ve geleneğin özünü mü yitirdik sorusunu sorduruyor.

Kölelik, insanlık tarihinin en eski ve en karanlık uygulamalarından biri. Sadece bedenlerin değil, ruhların da alınıp satıldığı, özgürlüğün gasp edildiği bir sömürü düzeni.

Antik Yunan’dan Roma’ya, Çin’den Afrika’ya kadar hemen her uygarlık köleliği kabul etti. Roma’da köleler nüfusun üçte birini oluşturuyordu. Çin’de devlet projeleri onların emeğiyle yürütülüyordu. Afrika’daki kabile savaşları esnasında esir alınanlar Arap ve Avrupalı tüccarlara satıldı.

15inci yüzyıldan itibaren Avrupa’nın sömürgecilik dalgası, köleliği küreselleştirdi. “Üçgen ticaret” sistemiyle Afrika’dan Amerika’ya milyonlarca insan taşındı. Onlar tarlalarda, şeker ve pamuk plantasyonlarında hayatlarını tükettiler. Tahminen 12 milyon Afrikalı bu sistemin kurbanı oldu.
Amerika köleliği 1865’te anayasal olarak kaldırdı, ama ardından ırkçılık ve ceza sistemiyle başka türden zincirler devreye girdi. Avrupa ise yasal olarak köleliği kaldırsa da, sömürgelerde bu düzen yıllarca........

© 10 Haber