menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dilini Unutan Kökünü de Unutur: İsimlerimiz, Kimliğimiz ve Köklerimiz

36 38
11.05.2025

Tıpkı Türkiye’deki milyonlarca insan gibi ben de ismimi, İslam peygamberi Hz. Muhammed’in adından türetilmiş bir biçimiyle taşıyorum. Anlamı derin, çağrışımı güçlü, aidiyeti yüksek bir isim.

Soyadım “öğüt veren kişi” demek. Sanırım yaşam boyu edindiğim rehberlik ve yön gösterme alışkanlığıyla da uyumlu.
Yıllar içinde şunu fark ettim: İsimler sadece bizi çağırmaya yarayan işaretler değil. Onlar aynı zamanda kimliğimizi, kültürel aidiyetimizi, hatta bazen kaderimizi şekillendiren güçlü semboller. Bir toplumun kendisini nasıl tanımladığına, nereden gelip nereye gittiğine dair ipuçlarını isimlerde bulmak mümkündür.

Türkiye gibi hem Doğu’yla hem Batı’yla tarihsel bağları olan, farklı dinî ve etnik mirasların buluşma noktası olan ülkelerde, bu isim meselesi daha da karmaşık hale geliyor. Örneğin halk arasında “Arapça” sanılan ama aslında kökeni

İbranice olan şu yaygın isimlere bir bakalım:
• Gabriel – Cebrail
• Michael – Mikail
• David – Davud
• Isaac – İshak
• Moses – Musa
• Solomon – Süleyman
• Eve – Havva
• Adam – Adem
• Joseph – Yusuf
• Abraham – İbrahim

Bu isimler semavi dinlerin ortak figürlerinden yola çıkılarak tüm dünyaya yayılmış. Zamanla Arapça formları üzerinden Türkçeye girmiş. Elbette dinî değerleri açısından bu isimleri yadırgamıyoruz. Ancak bu isimlerin sadece “İslami” değil, aynı zamanda İbranice-Hristiyan geleneğine ait olduğunu da bilmek önemli.

Bu isimler, Musevi-Hristiyan-İslam geleneğinin ortak peygamber figürleri aracılığıyla tüm dünyaya yayılmış; zamanla Arapça üzerinden bizim dilimize de geçmiş.

Bir ismin kökeni Arapça ya da İbranice olabilir; bu onu kötü yapmaz elbette. Ancak çocuğumuza “Osman” ismini verirken onun anlamının “yılan yavrusu” olduğunu biliyor muyuz? Ya da “Fatma”nın “sütten kesilmiş”, “Hatice”nin “vaktinden önce doğmuş”, “Zeynep”in “tombul deve” anlamlarını taşıdığını?

Bunları yalnızca bilgi vermek için yazıyorum; yargılamak için değil. Çünkü mesele sadece dil meselesi değil; kültürel bilinç meselesi.

Türkler tarih boyunca İslamiyet’e büyük katkılarda bulunmuş, onu kendi kültürüyle yoğurmuş, “Islam’in Kilici” olagelmis bir millet, hatta Filistin davasina Araplardan daha fazla sarılan,........

© 10 Haber