menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çılgın liderler: Geleceği onlar mı kuracak? Bize nasıl liderler lazım?

6 1
31.05.2025

Son yıllarda dünya genelinde siyasal liderlikte önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Eskiden siyasi liderler deneyim, kurum bilgisi, diplomasi becerisi ve istikrar temelinde yükselirken, günümüzde daha çok sert, iddialı, sıra dışı, hatta “çılgın” olarak tanımlanabilecek liderlerin iktidara geldiğini görüyoruz.

Bu liderler genellikle alışılmış kalıplara sığmayan, kendilerini sistem dışından gösteren, halkla doğrudan ilişki kuran ve çoğu zaman kurumları baypas eden bir anlayışı benimsiyorlar. Kimine göre bu liderler, halkın içinden çıkmış, cesur ve samimi figürlerdir. Kimine göre ise toplumu kutuplaştıran, demokratik değerleri zedeleyen, keyfi ve popülist yöneticilerdir.

Peki, bu liderlerin yükselişi ne anlama geliyor? Gerçekten bu tür liderler geleceği yazabilir mi? Yoksa kısa vadeli heyecanlar uzun vadede büyük yıkımlara mı yol açıyor? En önemlisi de şu: Biz nasıl liderlere ihtiyaç duyuyoruz? Bugünün ve yarının dünyasında liderlik anlayışımız nasıl şekillenmeli?

Bu sorular sadece siyaset biliminin değil, sosyolojinin, iletişimin, psikolojinin ve hatta ekonominin de temel tartışma başlıklarından biri haline geldi.

“Çılgın lider” ifadesi, günlük dilde genellikle alışılagelmişin dışında davranan, sivri çıkışlar yapan, kamuoyunu şaşırtan, gündemi sarsan liderler için kullanılır. Bu tür liderler bazen hakikaten halkın beklentilerini karşılayan bir cesareti temsil ederken, bazen de sorumsuz ve yıkıcı davranış biçimlerini meşrulaştıran bir söylem üretirler. “Çılgınlık”, burada sadece psikolojik bir anomali değil; aynı zamanda alışılmış kurallara, siyasi protokollere, etik normlara ve yönetişim sistemine karşı duyulan bir meydan okumadır.

Bu liderlerin en büyük ortak noktalarından biri, sistem dışı görünmeleri ve geniş halk kesimlerine kendilerini “bizden biri” olarak sunabilmeleridir. Geleneksel siyasi partilerden gelen liderler yerine televizyon yıldızları, iş insanları, popülist gazeteciler ya da askeri figürler toplumun önüne lider olarak çıkıyor.

Bu sorunun birkaç temel cevabı var.

İlk olarak, toplumlarda artan güvensizlik ve kurumların çözüm üretmedeki yetersizliği, halkı daha “sert” ve “kararlı” liderler arayışına itiyor. Meclisler karar alamaz hale geldiğinde, yargı tarafsızlığını kaybettiğinde, medya güvenilirliğini yitirdiğinde insanlar doğrudan çözüm getireceğine........

© 10 Haber