PKK ile bir pazarlık olmaması mümkün mü?
Ayrılıkçı terör örgütü PKK kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleye son verdiğinini açıkladığından beri bardağın dolu tarafını yazmaya çalışıyorum. PKK’nın olmadığı bir Türkiye’yi hayal etmeye gayret ediyorum.
Ama bugün gelin biraz da bardağın boş tarafını konuşalım.
Bardağın boş tarafından kastım iki ayrı şey. Birincisi sahiden “boş” olan taraf, yani yaşanan süreçteki bilinmezler ve onların varlığının getirdiği belirsizlikler. İkincisi ise belki bu bilinmezlerle de bağlantılı olarak doğrudan kötümserlikler, yani “Bu iş zor Yonca” kısmı.
Önce şunu bilelim: Her türlü alışveriş asgari düzeyde bir karşılıklı güvene dayalıdır.
Siz dükkana girer bir şey almak istersiniz ve dükkanda o almak istediğiniz şeyin var olduğuna güvenirsiniz. Satıcı da sizin o şeyi alacak kadar paranız olduğuna güvenir.
Bu güvenin boşa çıktığına çok tanık oluyoruz. Bazen satıcı elinde olmayan malı satmaya kalkışıyor, bazen de alıcı olmayan parasıyla malı almaya.
Böyle şeyler kaçınılmaz, çünkü o asgari seviyede güven yoksa zaten başka hiçbir şey yoktur.
Şimdi iktidarımız bize PKK ile herhangi bir pazarlık ve herhangi bir al-ver olmadığını ve olmayacağını söylüyor, bizden onlara güvenmemizi istiyor.
İnanmamızı istedikleri şey şu: “Biz onlara ‘ Bırakın şu silahı ve kendinizi fesh edin, yoksa Türkiye’nin demir yumruğu kafanıza inecek’ dedik, onlar da korktular ve bizim dediğimizi yapıyorlar. Ama biz o kadar yüce gönüllüyüz ki buradan çıkıp onlara ‘Ezdik sizi, korktunuz’ diye bağırmıyoruz, onun yerine Türkiye’de demokrasiyi geliştirmeyi, onları silahsız biçimde siyasi süreçlere katmayı düşünüyoruz.”
Benim bir hayli basite indirgeyerek aktardığım bu söyleme inanıp inanmamak size kalmış, ben inanmıyorum mesela.
Her pazarlığın masada oturup yüz yüze yapılması gerekmiyor. İşte baştaki örneğe döneyim: Siz mağazaya girdiğinizde sizinle satıcı arasında zaten zımni bir anlaşma vardı, siz onda almak istediğiniz malın bulunduğuna güvenirsiniz, o sizde alacak kadar paranın olduğuna. Bunlar konuşulmaz bile.
Ama Türkiye ile PKK vakasında zımni anlaşma olamaz; çünkü mesele çok ciddi.
PKK, kendisinin Türkiye’deki (ve hatta İran ve Suriye’deki) Kürtlerin tek gerçek siyasi temsilcisi olduğuna inanıyor ve yaptığı her şeyi bu “tarihi sorumluluk”........
© 10 Haber
