Entropiye devam: Nereye gider o verimsiz enerji?
Geçen hafta 150 yıllık bir kavramı, entropiyi anlatmaya başladım, devam edeyim.
Bir yanından baktığınızda entropi dünyanın kavranması en kolay şeyi. Herhangi bir ‘iş’ yapmaya kalktığımızda kullandığımız enerjinin bir bölümü ‘iş’e dönüşmez.
Fizikçiler, enerjinin bu ‘iş’e dönüşmeyen bölümünü entropi diye adlandırıyor.
Bu bir doğa kuralı. Bir miktar verim kaybı yaşarız her enerji kullanımımızda.
Peki ama elimizde bir de termodinamiğin birinci yasası var: Enerji kaybolmaz, sadece şekil değiştirir diyen meşhur ‘Enerjinin sakınımı’ kuralı.
Öyleyse işe dönüşmeyen enerji, kaybolmayacağına göre evrende bir yere dağılır.
Örneğin ısı, sıcaktan soğuğa doğru akma eğilimindedir, dengeye gelene kadar bu akış devam eder.
İşte bu verim elde edilemeyen, evrene dağılan enerji için ‘Evrendeki düzensizliği arttırır’ demek çok yanlış değil. Nitekim entropinin tanımlarından biri de budur zaten: Kapalı bir sistemde kaosun, düzensizliğin artması.
Entropi basitçe sadece verimsizlikten ibaret olsaydı işimiz kolaydı.
Bugün hepimiz çeşitli verim hesaplarını biliyoruz; örneğin ürettiğimiz elektriğin bir bölümünü iletim hatlarında kaybederiz, ne kadarını kaybettiğimizi de biliriz. Otomobilinizin deposuna doldurduğunuz benzinin yarattığı enerjinin tamamını siz hareket olarak tekerleklerinize yansıtamazsınız. Böyle onlarca örnek sıralayabilirim enerji verim kaybı hakkında.
Ama diyorum ya entropi sadece verim kaybından ibaret değil.
Hepimiz Albert Einstein E=MC2 denklemini yazdığından beri biliyoruz, enerji kütleye, kütle de enerjiye dönüşebiliyor.
Peki şu örneğe ne dersiniz: İnsanlık tarihinde ilk kez 14........
© 10 Haber
