Enseyi karartmayın, bu ülkede Atatürk’ün bile çok güçlü ve onu korkutan bir muhalefeti vardı
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’da ayak bastıktan sonra başlattığı Milli Mücadele’yi birkaç önemli siyasi aşamaya ayırmak mümkün.
Bu aşamaların birincisi, İstanbul’daki Damat Ferit hükümetinin düşmesini sağlamaktı. Anadolu’da örgütlenen Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri artık ciddi bir güçtü, Anadolu’nun İstanbul’la olan bütün iletişimini durdurdu ve şimdi bütün detaylarına girmeyeyim, Mustafa Kemal en sonunda Damat Ferit kabinesini düşürmeyi başardı. Anadolu tamamen Atatürk’ün arkasındaydı.
Bir sonraki hedef, hem Anadolu’ya daha dost bir hükümet kurulmasını sağlamak hem de hükümette bazı kritik bakanlıklara (Savunma Bakanlığı başta) Milli Mücadele yanlısı isimleri getirmekti. Ama bundan daha önemlisi, ülkede Meclisi Mebusan seçimlerini yaptırmaktı.
Seçimlerin yapılmasını başardı Mustafa Kemal ve seçime giren en örgütlü parti aslında Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin partisiydi. Atatürk de bu seçimde milletvekili olarak seçildi. Amacı İstanbul’da olmadığı halde Meclis’e de başkan olabilmekti, bunu başaramadı ama o Meclis bizzat Atatürk tarafından kaleme alınan Misak-ı Milli’yi ilan etti.
Atatürk bunun ardından sarayın da, işgal güçlerinin de sertleşeceğini ve Meclis’i kapatacağını önceden tahmin ediyordu. Nitekim öyle oldu. Bu da Mustafa Kemal’e stratejisini uygulama fırsatını verdi, Meclis Ankara’da toplandı, Milli Mücadele tam teşekküllü bir siyasi mücadele haline geldi.
Ama o Meclis’te Atatürk’ün küçük de olsa bir muhalefeti vardı. “2. Grup” olarak adlandırılan bu muhalefet Atatürk’ü çok rahatsız ediyordu. Ustaca bir siyasi manevra yaptı, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından henüz Lozan görüşmeleri sürerken o muhalifleri seçime ikna etti, hatta seçimi neredeyse onlara istetti, sonra da Meclis seçimine gidildi.
Bu seçimde Atatürk, Meclis’te yeniden bir muhalefet olmamasını sağlamak için çok özenli hareket etti, milletvekili adaylarını tek tek ve elleriyle belirledi. O Meclis’e eskinin muhalefetinden bir tek Gümüşhane’den Zeki Kadirbeyoğlu bağımsız aday olarak girebildi. O denli dikensiz gül bahçesiydi kurulan ikinci Meclis.
Ama tek tek elle seçilen o ikinci Meclis’te bile Atatürk’e muhalefet başladı. Hem de birkaç ay içinde. Lozan Antlaşması’nın Meclis’ten onay alması da, hükümet kurulması da hep sorunlu oldu. Sonunda Atatürk yapay bir hükümet bunalımı çıkarıp muhaliflerine bir anlamda rest çekti, “Hadi kurun hükümeti” dedi, onlar kuramayınca da 29 Ekimde Cumhuriyet’i ilan eden kanunu çıkardı.
Gerek Cumhuriyet ilanına, gerekse Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmesine hayır oyu vermeseler bile oturuma katılmayan ciddi bir muhalefet grubu vardı, sayıları bir iddiaya göre 90’ı buluyordu bu muhaliflerin. (Bugün 2. Meclis’te toplam kaç milletvekilinin bulunduğuna ve bu iki kritik oylamada kimlerin oturuma katılmadığına dair tek satır resmi bilgi yoktur, girin TBMM’nin web sitesine göreceksiniz. Akademik çalışmalarda çeşitli sayılar var ama bu sayılar........
© 10 Haber
