menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devleti yeniden kurma ihtiyacı

28 1
07.08.2025

Türkiye çok vahim bir hukuksuzluk krizinin pençelerinde yaşıyor uzun yıllardır.

Geçmiş siyasi vesayet dönemlerinde bu hukuksuzluk son derece önemli olmakla birlikte yine de mevzi bir dizi alanda yaşanıyordu. Daha çok siyasete ve adı konmamış devlet ideolojisine değen alanlarda.

Vesayeti kaldırmak hiç kuşku yok demokrasi yolunda ilerlemek isteyen bir ülke için mutlak bir ihtiyaçtı. Ama bu adı konmamış devlet ideolojisi yok edilir, o ideolojiye dayanarak hareket eden vesayet ortadan kaldırılırken ortaya bir boşluk çıkacağı, o boşluğun da insan haklarına dayalı liberal demokratik anlayış tarafından doldurulacağı varsayımı çöktü.

Boşluk doğması doldu ama o boşluğun yerini çok daha büyük bir ölçüsüzlük, vesayetin de ötesine geçen doğrudan müdahale aldı. Bu doğrudan müdahaleler, özellikle de yargının siyaset eliyle gündelik olarak yönetilmesi ortaya büyük hukuksuzluk krizini çıkardı.

Artık sadece iktidarın hükmettiği bir yargıdan değil; küçük küçük grupların bile kendilerine güç devşirip müthiş bir hareket serbestisi elde edebildiği bir yargıdan söz ediyoruz.

Güce yakın olanlar neredeyse mutlak bir suç işleme özgürlüğüne sahipler. Bu, öyle tepede üç beş kişi için işleyen bir düzen de değil; sistemin kılcal damarlarına kadar işlemiş.

İktidara yakın, taşrada bir önemsiz yönetici örneğin ilk derece mahkemesinden mahkumiyet alsa bile “sistem” onun dosyasını Yargıtay’da uyumaya terk edip yok ettirebiliyor. Bu denli derine nüfuz etmiş bir düzenden söz ediyoruz.

Bir belediye başkanı hakkında iddianame bile yazılmadan aylarca tutuklu tutulabiliyor ama haklarında onlarca suç duyurusu bulunan başka belediye başkanlarının dosyalarının kapağı aralanmayabiliyor.

Hukuksuzluk krizi sadece yargıyla sınırlı da değil. Kamu gücünü temsil eden bütün devlet organlarında olağanüstü bir denetimsizlik ve hesap vermeme kültürü yerleşmiş durumda.

Eskiden koskoca başbakanların yüce divana sevkine sebep olan suçlamalar, bugün “olur öyle şeyler” kabilinden muamele görüyor, neredeyse bütün önemli ihalelerin önceden kime verileceği biliniyor, çünkü o şirketler zaten davet ediliyor.

Kamu-Özel İşbirliği adı altında bu halktan bir........

© 10 Haber