menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet Bahçeli iktidar açısından yaklaşan tehlikeyi en önce sezen insan oldu, şimdi Sabah gazetesi de trene bindi

46 0
18.06.2025

Daha İsrail’in İran’a yeni saldırdığı 13 Haziran cuma günü Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, İsrail’in esas hedefinin Türkiye olduğunu söyledi.

Öyle mi? Sahiden İsrail’in hedefi Türkiye mi?

Bu sorunun cevabı sizin ne kadar endişeli ve uluslararası ilişkilerde komplo teorilerine ne kadar inanan biri olduğunuza bağlı olarak değişir. Ülkemizde İsrail’den çok hoşlanılmadığı ve bu ülkenin hep ilan edilmemiş gizli hedeflerinin olduğu, bu hedeflerden birinin de Türkiye’nin bölgesinde güçlenmesini engellemek olduğu oldukça yaygın bir inancın konusu.

En çok inanılan şey, İsrail’in PKK’yı desteklediği ve bu örgütün 2013’te Türkiye’den yükselen barış çabalarına hayır demesini sağladığı, bugün de yine “Terörsüz Türkiye” adı verilen süreci bozmak istediği.

Nitekim hemen “İsrail İran’ı vurdu, PKK’nın silah bırakması belirsizliğe girdi” tarzı haber kılıklı analizler etrafı sarmaya başladı bile. Bu analizlerin dayanağı PKK’nın İran’daki kolu olan PJAK’ın İran yönetimine karşı ayaklanma çağrısı yapmış olması.

Fakat tabii PKK’nın diyelim gerçekten silah bırakma sürecinde ipe un sermesi gerçek olsa bile bu “İsrail’in hedefi Türkiye” lafının altını dolduran bir şey değil. PKK silah bırakmazsa Türkiye zaten 50 yıldır yürüdüğü yolda yürümeye devam eder, çok da bir şey değişmez.

“İsrail’in hedefi Türkiye” dediğinizde, üstelik bunu bir savaşın başladığı günde dediğinizde konunun İsrail’in Türkiye’ye ordusuyla saldırması olduğu anlaşılır.

Tamam ama İsrail neden saldırsın Türkiye’ye? Türkiye hangi yaşamsal çıkarını tehdit ediyor İsrail’in? Veya tam tersi: İsrail Türkiye’nin hangi yaşamsal çıkarını tehdit ediyor? Ne yapmak istiyoruz ve yapmaya muktediriz de İsrail engelliyor?

Bakın, sakın karıştırmayın, konu İsrail’in Gazze’de yaptıklarının üstüne sünger çekmek veya İran’da işlediği savaş suçlarını görmezden gelmek değil. Bunlarla ilgili eleştiriler elbette her zaman olacak ama “İsrail’in hedefi Türkiye” denince başka bir zemine geçiliyor; ‘İleride savaş olacak iki ülke arasında’ denmiş oluyor. Savaş büyük bir olay.

Gerçek şu ki, İran’da molla rejiminin zayıflaması, hatta yıkılması Türkiye’nin üzüleceği bir şey değil. Türkiye nasıl Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasına hiç üzülmedi, aksine sevindiyse aynı durum İran için de geçerli.

Geçen gün yazdım, bölgedeki pek çok Arap ülkesiyle birlikte Türkiye de, İsrail’in İran’ı vurmasını bir yandan kınarken bir yandan gizli gizli seviniyor.

Suriye’de Esad rejimini yıkılmaya götüren olaylarda İsrail’in katkısı göz ardı edilemez. Onlar Gazze savaşı nedeniyle Hizbullah’ı ve ardından İran’ı bu denli zayıf düşürmeseydi, Putin Ukrayna’da çok meşgul olmasaydı, İdlib’den çıkan birkaç yüz pikapla Şam rejimi devrilmezdi.

Hatırlayın, Türkiye, İsrail gidip Hizbullah lideri Hasran Nasrallah’ı öldürdüğünde başsağlığı bile dilemedi. İsrail uçakları İran’ın Suriye’deki komutanlarını vurup yok ettiğinde de Türkiye bu saldırıyı da kınamadı.

Suriye’de Türkiye’nin önünü açan güç İsrail oldu.

Şimdi aynı şey İran’da da olursa,........

© 10 Haber