Bittiğinde mideme yumruk yemişim gibi beni nefessiz bırakan bir film
Bundan neredeyse 40 yıl önce, Amerika’da Ronald Reagan’ın başkanlığı döneminde gazetelerin ‘Yıldız Savaşları’ adını verdiği, resmi adı ‘Stratejik Savunma Girişimi’ olan bir program açıklandı.
Açıklanan şey kabaca şuydu: Amerika, uzaya alçak yörüngeye bir dizi uydu gönderecek, bu uydular da ayna taşıyacaktı. Bu aynalarla, dünyadan gönderilen lazer ışınları yönlendirilecek ve eğer Sovyetler Birliği ABD’ye doğru nükleer başlık taşıyan kıtalararası balistik füze yollayacak olursa bu füzeler havada imha edilecekti.
Bu haberi ve teknolojiyi anlamaya çalışırken ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki nükleer denge ve nükleer savaş doktrini hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim ve öğrenmeye başladım.
Şunu hepimiz biliyoruz: ABD ve Sovyetler Birliği’nin (bugün Rusya) elinde dünyanın tamamını bir daha yaşanamaz hale getirecek kadar, hatta daha fazla nükleer silah vardı.
Bu silahlar, evet hiçbir zaman kullanılmadı ama kullanılmayacak demek değil.
Nükleer savaş doktrini adı verilen şey aslında son derece kısa bir savaştan söz ediyor. Taraflardan herhangi biri düğmeye basıp diğer tarafa saldırmaya karar verdiğinde, ki buna “ilk dalga” adı veriliyor, karşı tarafın bir cevap vermek için en fazla 20 dakikası oluyor. Yanlış okumadınız, 20 dakika. (Nükleer başlık taşıyan füze bir denizaltıdan, hedefe çok yakın bir yerden de ateşlenebilir, o zaman cevap verme süresi çok daha kısa.)
Dolayısıyla nükleer bir savaşta nükleer silahlara sahip olmaktan sonra en önemli şey, karşı tarafın size saldırıp saldırmadığına dair erken uyarı sistemlerine sahip olmak. Tabii hemen ardından bu füzeleri havada imha edecek savunma sistemlerine sahip olmak da gerekiyor. Siz bir nükleer güçseniz ve bu saydığım iki unsurdan yoksunsanız, nükleer güç olmanız hiçbir işe yaramaz; çünkü ülkenizi savunamazsınız. Hatta şöyle söyleyeyim: Erken uyarı ve savunma sistemine sahip değilseniz nükleer güç olmanız başkalarından çok sizi korkutması gereken bir şeye dönüşür.
Bir şeyi unutmayın: Kıtalararası balistik füzeler, dünyanın herhangi bir yerinden ateşlenebilir silahlar. Dolayısıyla savunma kalkanınızın, en azından erken uyarı sisteminizin bütün dünyayı kapsaması gerekir.
Amerika’nın 80’li yıllarda açıkladığı ‘Yıldız Savaşları’ projesi hep kağıt üzerinde kaldı. Amerika bu teknolojiyi ilan ettiğinde henüz bunu geliştirmiş değildi. Sonrasında çok kuvvetli lazerler geliştirdi ama uzaya o aynaları hiçbir zaman yerleştiremedi, o aynaların güvenilir biçimde hedefleri bulacağını hiç kanıtlayamadı. Dolayısıyla kıtalararası balistik füze savunmasını yerden fırlatılacak savunma füzeleriyle sağlamaya devam ediyor.
Amerika, hem erken uyarı hem de savunma için........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein