menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bakan Şimşek ‘Oynanan oyunu biliyoruz’ diyor, savcılık soruşturma yürütüyor ama borsada aynı düzen devam ediyor

26 0
18.11.2025

Borsa niye var? Sorunun cevabı basit ve son derece iyi niyetli: Girişimcilere sermaye temin etmek için var.

Siz bir şirketin hissesini satın alır, ona ortak olursunuz. Beklentiniz, şirketin kârlı olması ve bu kârdan sizin hissenize düşen payı ödemesidir. Şirket kârlılığı ve kârlılık beklentisi şirketin hisse senedinin değerini de arttırır. Eğer öyle bir şirkete ortaksanız kağıt üzerinde servetiniz de artar.

Borsanın güzel tarafı, yatırımcının hisseleri değer kazanınca kağıt üzerinde artan servetini elden çıkarmayı kolaylaştırmasıdır. Satarsınız, paranızı cebinize koyarsınız.

Tabii işler her zaman yolunda gitmez. Büyük ümitle ortak olduğunuz şirket zarar edebilir, ne size kâr payı dağıtır ne de hisseleri değer kazanır, hatta değer kaybeder.

Borsa burada da devreye girer, “Zararın neresinden dönsem kârdır” diyen yatırımcı değeri düşen hissesini de satabilir; çünkü ona da alıcı vardır çoğunlukla.

Ana prensip şudur: Şirket kâr etmeli veya kâr beklentisine sahip olmalıdır.

Ama İstanbul Borsası böyle çalışmaz. Şirketlerin kâr etmesi veya gelecekte kâr beklentisi içinde olması bir numaralı faktör değil bizim borsamızda.

Sık sık gördüğümüz bir şey: Kâr değil zarar eden, üstelik yıllardır zarar eden pek çok şirket hissesinde sık sık aşırı değer artışları ve sonra da aşırı değer düşüşleri gözlenebilir Borsa İstanbul’da.

Yani birileri şirketin kendi bilançosu bu durumu desteklemezken bile bir anda o şirket hisselerini almaya, hızla hisse değerini yükseltmeye başlayabilir. Yükselen hisseyi gören diğer yatırımcılar “Burada galiba bizim bilmediğimiz bir kâr beklentisi var” diye düşünüp onlar da hisseyi almaya başlar. Hisse iyice yükseldiğinde başlangıçtaki yatırımcılar birden ellerindeki hisse senetlerini satmaya başlarlar. Pek çok kişi zarar ederken birkaç kişi durduk yerde para kazanır.

Böyle şeyler yapmak normalde suç. Buna “Borsa manipülasyonu” adı veriliyor. Halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı böyle bir manipülasyon iddiasını soruşturuyor, çok sayıda isim tutuklu.

Ama borsada manipülasyon sona ermiş değil. Daha geçenlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kendisi çıktı söyledi, “Fonlar aracılığıyla yapılan manipülasyonları biliyoruz ve bunları engelleyeceğiz” dedi.

Dedi ama bu düzen pek değişecek gibi durmuyor.

Son yılların yaygın yöntemi, halka yeni açılan şirketlerin hisseleri üzerinden yapılanlar.

Bir şirketin halka açılması, yani hisselerinin borsada alınıp satılmaya başlanmasına Sermaye Piyasası Kurulu izin veriyor veya vermiyor. Kağıt üzerinde sıkı bir denetim gerektiren, meşakkatli bir süreç aslında halka açılmak.

Ne oluyor halka açılınca? Şirketin ana sermayedarları ya kendi hisselerinden bir bölümü elden çıkarıyor veya şirket sermaye arttırıyor, artan kısmı halka satılınca eski........

© 10 Haber