Kaynanalar dilli olur
New York Times’ta bir okur sormuş: Kayınvalidemle vedalaşırken, genellikle beni uzun sarılmalara “hapsediyor.” Bazen 15 saniyeden fazla sürüyor! Bu esnada iyi niyetli olduğunu varsaydığım ama bana hakaret gibi gelen iltifatlar sıralıyor: Mesela kocama iyi yemekler yaptığıma, evi çok güzel tuttuğuma “minnettar” olduğunu söylüyor. Oysa biz eşimle ikimiz de çalışan profesyonelleriz; ev işlerini eşit şekilde paylaşıyoruz ve bununla gurur duyuyorum. Eşim, annesinin sözlerinin aslında bana yakınlaşma biçimi olduğunu söylüyor. Ama ben bu sarılmalardan nasıl kurtulabilirim? Çünkü o “iltifatlar” hep bu esnada başlıyor.
Tanıdık geldi, değil mi? Çünkü kayınvalidesi olan hemen herkesin hayatında, iltifat kılıfına girmiş bir yargı mutlaka vardır. Ne kadar iyi niyetle söylense de, o “ideal kadın modeliyle” karşılaştırılma hissinden kurtulmak pek kolay olmaz.
Bu kayınvalide meselesi bizim coğrafyada özellikle ilginç. Türk annelerinin oğullarını tam ve sürekli kontrol altında tutma telaşlarını klinik yöneticiliğimde oldukça gözlemleme fırsatı buldum.
“Doktor bey bunların çocuğu olmuyor” diyerek genç çifti doktor karşısında........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d