menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Stefano Ricci: Erkekte kravat ve takım elbise geri döndü

54 0
25.05.2025

Bu cümleyi herhangi bir insan söylemiyor.

Dünyada kravat işini en iyi bilen insanlardan birinden duyuyorum bu modern zaman kehanetini.

En iyisi başından başlayayım.

17 Mayıs Cumartesi günü Toskana bölgesinin kuzeyindeki Mugello bölgesindeyiz.

Arabamız yemyeşil bir ormanın içindeki yolda slalom yapar gibi ilerliyor.

İtalya’nın en yeşil bölgelerinden birindeyiz.

Toskana’dayız ama manzaranın bildiğimiz Toskana ile hiç ilgisi yok.

Etrafta bir tek üzüm bağı görmüyoruz mesela…

Lüks erkek giyiminin en ünlü isimlerinden biri olan Stefano Ricci’nin davetlisi olarak onun evine gidiyoruz.

Dağın en üst tarafından demir bir kapıdan araziye giriyoruz.

Burası bir zamanlar Floransa’yı Floransa; İtalyayı İtalya yapan ailelerden biri olan Medici’lerin arazisiydi.

1000 dönümlük bu arazi şimdi ünlü lüks giyim tasarımcısı Stefano Ricci’nin.

Geceyi işte bu evde onun misafiri olarak geçireceğiz.

Bizi eşi Claudia ile birlikte evin kapısında karşılıyor.

Tıpkı fotoğraflarından tanıdığım adam.

Karşımda sanki Karl Marx duruyor.

Tabii ki elinde, hiç düşmeyen sigarası ile…

Blazer bir ceket ve boynunda kravat denince akla gelen Stefano Ricci bir kravat.

İlginç bir gözlem.

Ertesi gün Floransa’daki üretim merkezini gezerken bir odada duvarda asılı gerçek Karl Marx fotoğrafını gördüm.

Stefano’dan pek farklı değildi.

Fabrikada çalışan bir eski tüfek İtalyan komünistin muzipliği olabilir.

Bence “ Bandiera Roso” veya “ Bella Ciao” söylemekten daha muzip bir eylem.

Çok hoşuma gitti.

Kimdir ve nedir Stefano Ricci derseniz…

Nelson Mandela’nın gömleklerini diken tasarımcı diyebilirim.

Andrea Bocelli’yi ve Tom Cruise’u giydiren adam.

Ama aynı zamanda Vatikan’ı da giydiriyor.

Bin metrekareye yakın bir ev burası.

Alt katında misafirler için 12 süit var.

Ama ne süitler.

Stephano Ricci markasını, 50 yıl önce eşi Claudia ile birlikte kurmuş.

İki oğulları işin başına geçmiş ama onlar eşiyle birlikte hala birlikte çalışıyorlar.

Evin her tarafı, Stefano Ricci çizgilerini yansıtan bir estetik duyguyla tasarlanmış ve döşenmiş.

Müthiş bir yemek yiyoruz.

Aşçısı benim gözümde 3 Michelin yıldızı hak edecek bir beceriye ve zevke sahip.

Yemeklerin sunumu olağanüstü.

Şarapları, kendi üretimi.

Ama en önemlisi, şişelerin her biri kendi tasarımı.

Toskana denince tabi ki Sangiovese ile başlıyoruz.

Masada erkek giyimi üzerine bir sohbete başlıyoruz.

Akşam üzeri Floransa’nın merkezindeki bayrak taşıyıcı mağazayı gezerken kravat, ceket ve takım elbise bolluğu dikkatimi çekmişti.

Akşam da bizi........

© 10 Haber