Bu sözler size ulaşmışsa ben öldüm demektir
Geçen hafta, 10 Ağustos Pazar günü, 23:22’de Gazze şehrine yapılan hava saldırısında ilk İsrail füzesi Al Shifa hastanesinin yakınında patladı. İkincisi, girişin yanındaki medya mensuplarına ait çadıra isabet ederek dört El Cezire muhabirinin anında ölümüne yol açtı. BBC’ye göre, o geceki saldırıda toplam yedi kişi hayatını kaybetmişti. Bunların altısı, El Cezire ekibinden muhabir Anas Al-Sharif, muhabir Mohammed Qreiqeh, görüntü yönetmeni Ibrahim Zaher ve görüntü yönetmeni Mohammed Noufal ile serbest gazeteci Mohammed Al-Khaldi ve serbest görüntü yönetmeni Moamen Aliwa’ydı.
Öldürülen gazetecilerden Anas Al-Sherif (Enes El-Şerif) “Gazze’nin Sesi” diye anılan, ünlü bir TV muhabiriydi. Hemen her gün Gazze şehrinden canlı yayın yaparak Filistinlilerin uğradığı zulmü El-Cezire aracılığıyla dünyaya duyuruyordu. İsrail ordusunun bir sözcüsü 24 Temmuz’da, daha önce başka pek çok gazeteciye yöneltilen bir iddiayı ortaya atmış, El-Şerif’in Hamas’ın askeri kanadına mensup bir savaşçı olduğunu ileri sürmüştü.
El-Şerif mesajı almış, ama baş koyduğu yoldan dönmemişti. Gazze’de çalışan birçok gazeteci gibi, o da hayata veda ettiğinde yayınlanmak üzere bir mesaj hazırlamıştı. Mesajı ölümünden sonra X’teki hesabından yayınlandı.
El-Şerif’in mesajı şöyle başlıyordu: “Bu benim vasiyetim ve son mesajımdır. Eğer bu sözler size ulaşmışsa, bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve susturmayı başarmıştır.”
“Filistin, annem, eşim ve çocuklarım size emanet“ diyerek mesajını sürdüren El-Şerif, yaşadığı tüm acılara ve kayıplara rağmen, gerçeği olduğu gibi, çarpıtmadan aktarmakta bir kez bile tereddüt etmediğini, Gazze’de yaşananlar karşısında sessiz kalanları, ölümleri kabullenenleri, çocukların ve kadınların dağılmış kalıntılarından yürekleri sızlamayanları, Filistin halkının bir buçuk yıldan fazla bir süredir karşı karşıya kaldığı katliamı durdurmak için hiçbir şey yapmayanları Allan’a havale ettiğini belirtiyordu.
Enes El-Şerif, uzun zamandır, El-Cezire televizyonunun Gazze şehrindeki yüzüydü. The Observer, 10 Ağustos saldırısıyla ilgili haberinde El-Şerif’i şöyle tanıtıyordu: “İki çocuk babası 28 yaşındaki El-Şerif, kuşatma altındaki bölgenin en ünlü muhabirlerinden biriydi. Genç yüzü ve düzenli taranmış saçları, sürekli gördüğü dehşet sahneleriyle çelişkili bir görüntü sergiliyordu. Yalnızca bir kez, Gazze’deki Filistin halkının açlığıyla ilgili canlı yayında gözyaşlarına boğuldu. İzleyiciler, ona çalışmaya devam etmesi için cesaret verdi ve onu bölgenin ‘sesi’ olarak nitelendirdi.”
Birleşmiş Milletler, 10 Ağustos’taki ölümlerin hemen ertesi günü yaptığı açıklamada, saldırının “hedef gözetilerek” yapıldığını belirtti. Genel Sekreter António Guterres, Gazze’de öldürülen yedi gazeteci için bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın açılması çağrısında bulundu. Aynı açıklamada, BM, Gazze’de en az 242 gazeteci öldürüldüğünü de belirtiyordu.
The Observer, İsrail ordu sözcüsünün Enes El-Şerif’in Hamas savaşçısı olduğu iddiasını ikna edici herhangi bir kanıtla desteklemediğini belirtti. El-Şerif’in savaştan önce Hamas’ın basın bürosunda çalıştığını, ancak sonrasında Hamas’ı eleştiren Tweet’ler attığını belirleyen BBC ise, 13 Ağustos tarihli haberinde, El-Şerif’in mevcut savaşa aktif olarak katıldığına veya halen Hamas üyesi olduğuna dair herhangi bir kanıt görmediğini belirtti. BBC’ye konuşan El-Cezire İngilizce yayınlar Haber Müdürü ise, El-Şerif’in “Savaşın tamamı boyunca Gazze’de çalıştığını, günlük olarak halkın durumu ve Gazze’de gerçekleştirilen saldırılar hakkında haberler verdiğini” belirterek, BBC’yi teyit etti.
The Observer’ın basın özgürlüğünü savunan gruplara dayanarak aktardığına göre, El-Şerif ne zaman büyük bir olayın haberini yapsa, ardından İsrail ordusu on-line kanallarda karalama kampanyası yürütüyordu. “Gazeteciliğin Kızılhaçı” olarak nitelenen ve 1981’den beri faaliyet gösteren New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (The Committee to Protect Journalists – CPJ), İsrail ordusunun ortaya attığı iddiayı, “El-Şerif’i öldürmek için rıza üretme çabası” (manufacturing consent) olarak tanımladı. El-Cezire ise, suikastı, Gazze şehrini işgal etmeye hazırlanan İsrail’in, “işgal ile ilgili sesleri susturmak için umutsuz bir girişimi” olarak niteledi.
CPJ, İsrail’in suçlamalarını, “El-Şerif’i öldürmek için rıza üretme çabası,” olarak nitelerken, benzeri olayları temel alıyordu. CPJ bugüne kadar Gazze ve Lübnan’da 26 gazeteci cinayetini, uluslararası araştırmalara ve İsrail Ordusu’nun ilgili gazetecilerin kasıtlı olarak hedef alındığına ilişkin açıklamalarına dayalı olarak belgelemişti.
Örneğin, yine El-Cezire muhabiri Hamza Dahdouh ile gazeteci Mustafa Thuraya’nın araçları geçen Ocak ayında Al-Mawasi’de İsrail füzesiyle vurulmuştu. İsrail daha sonra, kanıt olmaksızın, her ikisinin terörist grupların........
© 10 Haber
