Sevgili günlük…
13 Temmuz, İstanbul
Xanax günleri.
Sıradan bir pazar. Öğle saatleri.
Çoğunlukla vakit geçirdiğim kafe o kadar dolu ki herhangi bir şeye odaklanmam mümkün olmadığı için, bir sokak yukarıdaki Safi’ye geldim. Sanırım kendime ihtiyacım var biraz.
Demir Özlü’nün Berlin günlüklerini okudum geçenlerde. Günlük ayrı bir edebiyat türü olarak pek kabul gören bir şey değil. Başka eserleriyle tanınan, bilinen yazar ya da sanatçıların tuttuğu günlükler ilgi görüyor daha çok. İnsanların merak duyguları rol oynuyor bunda da. Sevdikleri ama tanımadıkları sanatçı ve edebiyatçıların günlük hayatlarına dahi olma arzusu sanırım daha çok.
Kafka’nın günlükleri nasıl şaşırtmıştı beni. Yazdığı öykü ve romanlardan bambaşka bir insan çıkmıştı karşıma o günlüklerdeki satırlarda. Eserleri ve günlükleri arasında bu kadar büyük farklılığa........
© 10 Haber
