Nuri Çolakoğlu, gazetecilikten siyasete Altan Öymen’i yazdı
Üç önceki CHP Genel Başkanı, soldan sağa Altan Öymen, Murat Karayalçın ve en sağda Hikmet Çetin, Genel Başkan Özgütr Özel’le birlikte CHP’nin 200’üncü yılında, 9 Eylül 2123’te açılmak üzere CHP Genel Merkezinin bahçesine gömülecek kapsüle konacak metni imzaladıktan sonra görülüyor. (Foto: CHP)
Altan Öymen’in vefat haberi gazeteci milletini derinden üzdü. Altan Abi’yi 93 yaşında hâlâ mitinglerinde, toplantılarında görmeyi yadırgamayan, görmeyi bekleyen CHP’lileri de.
Altan Abi ile bu meslekte çok kişinin hayatından geçti, iz bıraktı.
12 Mart rejiminin son günleriydi bunun hatırı sayılır bir kısmını Ankara, Mamak askeri cezaevinde çekmiştim. Bülent Ecevit’in 1974’te af çıkarttı, biz de dışarı çıktık.
Durmadık, İstanbul’a gidip bu defa Aydınlık haftalık dergiyi çıkartmaya başladık. 10 Ocak 1975 akşamı İstanbul Birinci Şube polisleri geldi, bizi armut gibi topladı. Önce Paşakapısı cezaevine sevk etti. Yeni af çıktığı için cezaevi bomboştu orada kendi hayatımızı yaşadık. Sonra eski et kamyonundan bozma bir otobüsle tıngır mıngır Ankara kapalı cezaevine yollandık. 6-7 ay da orada yattık.
Tutukluluk halimiz kaldırılınca döndüğüm İstanbul’da ne yapacağımı düşünürken, çat kapı avukatım (Büyük hukukçu, tanımaktan onur duyduğum) Orhan Apaydın‘la Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yazarı Yaşar Kemal birlikte çıka geldiler. “Ne yapıyorsun?” dediler. Boş oturduğumu söyledim. “Olmaz” dediler; “Yarın seni götürüyoruz”. “Nereye götürüyorsunuz?” Beni Altan Öymen‘le tanıştıracaklarını söylediler. Dedim ben Altan Öymen’i cezaevinden tanıyorum.
Altan Abi de saçma sapan bir komployla, yanında yayıncı Erdal Öz‘le beraber, Sofya’ya uçak kaçırma........
© yetkinreport.com
