İran’da rejim değişir mi? Değişirse ne olur? Türkiye ne yapmalı?
Türkiye için mesele İran’da rejimin düşüp düşmeyeceği değil, rejim sonrası ve buna ne kadar hazırlıklı olduğudur. İran dini lideri Ali Hamaney , Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’la, İsrail saldırıları öncesinde bir toplantıda. (Foto: Tasnim)
İran, son kırk altı yıldır bölgede hem istikrarı hem de krizleri aynı anda temsil eden bir rejim yapısına sahip. 1979 Devrimi’yle Şah’ın devrilmesinden bu yana, Ayetullahlar rejimi; teokratik bir otoriterlikle toplumu baskı altına alırken, aynı zamanda sistem içi krizleri ustalıkla yöneterek iktidarını korumayı başardı. Ancak artık hem içeriden hem dışarıdan gelen dalgalar ve de ekonomik bunalım ve uluslararası izolasyon İran’da rejimin temel sütunlarını sarsıyor. Peki bu rejim gerçekten değişir mi? Değişirse ne olur? Ve en önemlisi: Türkiye ne yapmalı?
İran halkı nezdinde rejimin meşruiyeti ciddi şekilde aşınmış durumda. Rüşvet, yolsuzluk, ekonomik daralma, kadın haklarına baskı ve özellikle genç kuşağın gelecek umudunun kalmaması… Bunların hepsi rejime duyulan güveni tüketti.
Ama unutulmamalı: İran’daki siyasi yapı halk desteğine değil, Devrim Muhafızları Ordusu (kısaca Pasdaran) üzerinden inşa edilmiş bir güvenlik devletine dayanıyor. Bu yapı sadece askeri bir güç değil; ekonomi, medya, dış politika ve istihbarat dahil birçok alanda sistemin omurgasını oluşturuyor. Ülke dışındaki vekâlet savaşlarını da o yönetiyor.
İsrail’in 13 Haziran’dan bu yana İran’ın nükleer tesislerine, Kudüs Gücü liderlerine ve Devrim Muhafızları komutanlarına yönelik düzenlediği nokta atışlı operasyonlar, Tahran rejimini uluslararası arenada baskı altına aldı. Batı’da ve Körfez’de İran’ın kanatlarının kırpılmasını memnuniyetle izleyenler olduğu meçhul değil.
Ancak halkın bu askeri müdahaleye tepkisi karmaşık:
• Başta rejim karşıtı kesimlerde “belki dışarıdan müdahale ile rejim değişir” düşüncesi yaygındı.
• Fakat savaş, İran’ın sivil altyapısına da........© yetkinreport.com
