Keşap Fen Lisesi'nde Felsefe öğretmeni olan Sedat Delioğlu o akşam ellerinde bir sürü aynı kitapla kafeye geldi. Haftalık felsefe sohbetlerimize bu sefer çok iddialı hazırlanmış diye düşündüm. Ardından ekipteki herkese adeta evlat şefkatiyle tuttuğu kitaplardan dağıttı. Karşımda oturan Feyza Aliustaoğlu’na dönerek “abi sözcüklerin anlamı çoğalsın diye umarım okuyup yorumlarsınız” dedi. Feyza abi “bu nedir” diye sorduğunda “ikinci romanım” dedi.

Şaşırmıştık.

Testide ne varsa dışına o sızarmış. Bunca zamandır felsefe konuştuğumuz arkadaşımızın testisinden romanlar sızmış ancak bizim haberimiz olmamıştı.

Neyse; kitabının yani romanının adı “İs”.

Kapağında “ıssızlığın kıyısında” kelimeleriyle gölge bir başlık atılmış. Kitabın arka kapağında ise Sunay Akın’ın kaleminden “vay be” dedirtecek cümleler okuyorsunuz. Üstat şunları yazmış;

-Üstünde başında şiir patikasının toz, toprağıyla edebiyatın düz ovasına iniyor Sedat Delioğlu.

- Fırçasını Türkçenin berrak suyunda temizleyen bir ressam, tek kişilik bir senfoni orkestrası… O denli renkli ve o denli lirik…

-Terini silecek ama elleri kitaplarla dolu. Başını kaldırıyor, onca yolu geldiği dağın ardında doğan güneş aydınlatıyor yüzünü…

- Ve bize okumak düşüyor bu bilge yüreği, ıssızlığın kıyısında….

İnanın abartmadan söylüyorum kitabı elime aldıktan sonra hiç bırakmadan ve sadece ihtiyaç molası vererek yarım günde okudum. Roman olmasına rağmen adeta şiir okur gibi okuyorsunuz ve romancıdan çok bir şairle muhatap olduğunuz hissine kapılabiliyorsunuz. Sedat hocam bir roman dolusu fikirleri birkaç şiir dizesi gibi kelimelerin içine beton gibi sıvamış.

Müsaadenizle Sedat Delioğlu hocamın romanının sayfalarını aralamaya başlayalım.

Roman ilk bakışta kalbimi çalan bir cümleyle işine başlıyor.

“Yemyeşil kokacak dünya”.

Romanımızın esas oğlanının adı “Mekselina”. Bu garip ismi duyunca hemen anlamını araştırdım. Sözlükte “algılama, öğrenme ve akıl yürütme” yazıyordu. Kitabın içeriğiyle örtüşen bir isim. Daha sonra Sedat hocamla konuşurken bu anlamından ziyade Ashab-ı Keyf mağarasında üç yüz yıl uyuyarak dokuz yıl daha ekleyen, Kuran-ı Kerimde Kefh suresinde geçen yedi uyurlardan birisinin adının Mekselina olduğunu ve oradan esinlendiğini söyledi.

Mekselina kaybettiği hafızasını arıyorken aynı zamanda hayatın anlamını da bilmek istiyor. Genellikle hayatın anlamını arayanların yolu uçurumun kenarına çıksa bile Mekselina yolunu doğanın tam kalbinden geçirmiş. Denizin ıslak karışık mavisi, gökyüzünün pürüzsüz aydınlığı, suyun gölgelenişi ve mavinin çeşitli tonlarında bir şeyler bulmaya çalışıyor. İnsanoğlunun var........

© Yeşilgiresun