CEZA DEĞİL SOYGUN
Trafik bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi haline geldi. Özellikle metropollerde gideceğiniz yere varış noktanızı kestirmek çok zor. 20 km yolu aracımızla 1 saatte gider duruma geldik. Ne kadar alternatif yollar olsa da ücretli geçişler can yakıyor. Ekonomik zorluklarla mücadele eden insanlarımız bir de paralı yollara yönlendirilerek sömürülüyor. İşine arabasıyla gitmek zorunda olan, araçla çalışmak zorunda olan kesim mağdur ediliyor. Bu trafik çileleri yetmezmiş gibi bir de yeni trafik cezaları gündem oldu ve vatandaştan soygun gibi uygulamalara büyük tepkiler yağıyor.
Yeni trafik cezalarını yürürlüğe girdiği şu günlerde; “trafik terörüne dur diyeceğiz” söylemi tamamen komediden ibaret. Trafikte oluşacak olumsuzlukların ve kazaların önüne geçmekten daha çok halkın cebindeki parayı nasıl alırız üzerine kurulmuş bir taslakmış gibi duruyor. “Otoyollarda 120 adet radar aracı olacak” söylemi bunun bir göstergesidir. Kötü giden ekonomik gidişata katkıda bulunmak adına halkın elinde avucunda ne varsa alma projesidir.
Otoyollarda hız limiti tabelaları yok
Kaç km hızla gideceğimiz belli değil, bir bakıyorsanız 50 km, bir bakıyorsunuz 120 km ve çoğu yerde hız limiti tabelaları yok. Radarları ve hız sınırı tabelalarını takip etmekten yola odaklanamaz hale geldik. Radar cezası yemeden evine ulaşan kendini adeta şanslı sayıyor. 120 km hızla giderken aniden önünüze 30 km hıza düşen bir levha çıkıyor ve arkasına konumlanmış bir radar aracı. 30 km hız olan bir yolda, 50 km hızla gitseniz dahi en üst hız sınırından cezalandırılıyorsunuz.
Önünüze aniden çıkan bir radar aracı ve siz bu radar aracını görene kadar kaç km/hızla gideceğinizi bilmiyorsunuz. Bunu bilmek için müneccim değiliz çünkü; tabela yok olanda tuzak. Alkollü araç kullanan, emniyet şeridini işgal eden,........
© Yeşilgiresun
