menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Doğada Yürümek

17 1
16.09.2025

Söz açıldığında, konu, insan, doğa ve hayvanlara geldiğinde söyleriz. Yalnızca akranlarımızla değil, büyüklerimizle ve küçüklerimizle de paylaşırız. Hepimiz biliriz, doğa insana ait değildir. İnsan, doğanın bir parçasıdır. İnsan, karıncadan ya da karacadan daha önemli değildir. Hamsi ya da balinaya göre bir önceliği yoktur. Hepimiz, dünya denilen evimizde hep birlikte yaşıyoruz. Birlikte yaşamak; bir öncelik hakkı vermediği gibi egemenlik hakkını da hiçbir biçimde kabul etmez. Yaşam, tüm cansız ve canlılarıyla birlikte dünyayı paylaşma eylemidir.
Doğanın bir yaşam döngüsü vardır. Bilim, bu yaşam döngüsünü anlamaya, anlatmaya çalışır. İnsanlar da, yaşam döngüsünün bir parçasıdır. Yaz veya kış, gündüz veya gece, sıcak veya soğuk bu döngünün temel göstergeleridir. Güneş, toprak, hava ve su, döngünün altyapısını oluşturur. Doğadaki canlılar bir başka canlıyı yaşamının bir parçası yapar ve besin olarak kullanır. Bir başka canlı da bu canlıyı besin yapar. Bu devinim, sürer gider. Topraktan çıkan zincirin sonunda yine toprak olur. İçinde bulunduğumuz bu besin zincirini hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. Ama hepimiz somut bir biçimde denizlerdeki besin zincirini görebiliriz. Tek hücreli canlıları yiyerek yaşamını sürdüren küçük bir istavrit, kendisinden büyük bir lüferin besini olur. Doğadaki böcekleri yiyerek yaşamını sürdüren bir yılan veya serçe, kendisinden büyük bir şahin, doğan veya kartalın yiyeceği olur. İçinde olduğumuz besin zincirini ”Büyük balık küçük balığı yer.” diyerek, vecizleştirmişiz.
***
Eylül ayının hiç kimseyi rahatsız etmeyen ılık sıcağında doğa yürüyüşü yaptık. Bulutsuz gökyüzünde maviliğin derinliğinde bir Cumartesi günü, iki arkadaşımla birlikte köyümüz ve komşu köyde gerçekleştirdiğimiz doğa yürüyüşünü fındık bahçelerinden de geçerek........

© Yeşilgiresun