Kaos siyasetiyle inşa edilen çöküş
Sırrı Sakık dün Meclis kürsüsünden Cumhuriyet’in kurucu iradesine “alçak” dedi.
Bu sadece bir hakaret değil, devlete yönelmiş açık bir meydan okumadır. Alçaklığın seviyesini “çukura” çekmektir…
Cumhuriyet’in kurucu aklını hedef almak, aslında bu ülkenin bütünlüğünü, ortak hafızasını ve anayasal düzenini hedef almaktır. Ve bu söz, artık Meclis zemininde bile şaşırtmıyorsa, bir millet olarak hangi noktaya geldiğimizi sorgulamanın zamanı çoktan gelmiş demektir.
Her kem sözün normalleştiği yerde değerler çürür.
Bugün bu ülkede “terörsüz Türkiye” bir temenni olmaktan öteye geçemiyor. Çünkü terörle organik bağı olan isimler Meclis kürsüsünde konuşurken, teröre karşı tavır koyanlar terörün meclis uzantılarınca susturulmaya çalışılıyor. Bu çelişki, devletin en büyük zaafıdır. Devlet kendini yaşatan değerlere sırtını dönemez…
Siyasi iktidar, yıllardır “güvenlik devleti” görünümünde bir yapı inşa etti. Ama dikkat edin; Güven veren bir devlet değil, korku yayan bir aygıta dönüştü. Belirsizlik üretmek, tehdit üzerinden birlik çağrısı yapmak, toplumu sürekli “ya biz ya kaos” ikilemine mahkûm ederek seçmen yaratmak bir tercihti ve modellendi; bu modelin adı “kaos siyaseti”.
Kaos, burada bir sonuç değil; yöntemdir. Kurgulanır, körüklenir, yönetilir. Çünkü kaosun olduğu yerde hukuk askıya alınır, hesap........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d