menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye ekonomisinin yitik sermayesi

29 1
28.06.2025

Türkiye ekonomisinin son 23 yılına bakıldığında, ortaya çıkan tablo yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasal sonuçlar da doğuran büyük bir kırılmayı işaret ediyor. 2002’den 2025’e uzanan bu dönemde yaşanan gelişmeler; yanlış politikaların, popülist tercihlerin ve denetimsiz uygulamaların bir ülkenin potansiyelini nasıl tükettiğinin açık bir göstergesi haline geldi.

Türk lirasının değer kaybı, vatandaşın cebine doğrudan yansıyan en çarpıcı gelişmelerin başında geliyor. Kur, altın ve akaryakıt gibi temel göstergelerdeki artış, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal eşitsizlikleri de derinleştirdi:

Dolar kuru 2002 yılında 1,45 TL seviyesindeyken 2025’te 39,12 TL’ye dayandı.

Euro 1,5 TL’den 45,72 TL’ye ulaştı.

Benzin fiyatı litrede 1,48 TL’den 53 TL’ye yükseldi.

Çeyrek altın ise 30 TL seviyesinden 7.113 TL’ye çıkarak neredeyse ulaşılamaz hale geldi.

Bu veriler sadece fiyat artışlarını değil, aynı zamanda alım gücündeki erimeyi, orta sınıfın çöküşünü ve toplumsal refahın nasıl geriye gittiğini açık biçimde ortaya koyuyor. Bugün bir emekçinin maaşıyla geçmişte aldığı kadar benzin, altın ya da döviz alması mümkün değil. Enflasyon sadece fiyatları değil, insanların umutlarını da kemiriyor.

2002’den itibaren uygulamaya konulan büyüme modeli, kamuoyuna “istikrar” ve “gelişme” adı altında sunuldu. Ancak bu modelin temelinde üretim........

© Yeniçağ