Savurganlığın gölgesinde bir bütçe: 2026 gerçeği
2026 bütçesi, rakamlardan çok tercihler bütçesi. Kimin için yapıldığını, kimin için yapılmadığını açıkça gösteren bir tabloyla karşı karşıyayız. Toplam 15,6 trilyon liralık vergi geliri bekleniyor. Ancak bu gelirlerin yarısından fazlası, yine halkın cebine en doğrudan dokunan kalemlerden, yani KDV ve ÖTV’den toplanacak. Kısacası bütçe yükünü yine dar gelirli taşıyacak.
Gelir vergisinde yüzde 26,4’lük, kurumlar vergisinde yüzde 35’lik artış öngörülürken, KDV tutarı 5,6 trilyon liraya, ÖTV ise 2,5 trilyon liraya yaklaşacak. Vergi sistemi yeniden “tüketimden beslenen” bir yapıya mahkûm edilmiş durumda. Zenginlerden değil, harcayandan; üretenden değil, tüketenden vergi alınacak.
Oysa bu ülkede vergi adaletinin tesisi, gelir dağılımındaki uçurumun kapatılması için en temel şarttı. Fakat tablo tersine işliyor. Vergi harcamaları -yani muafiyet, istisna ve aflar- 3,6 trilyon liraya ulaşıyor. Sadece 1,7 trilyon lira gelir vergisinden, 768 milyar kurumlar vergisinden, 728 milyar KDV’den, 92 milyar da ÖTV’den vazgeçiliyor. Başka bir deyişle, devlet bazılarına ayrıcalık tanırken, çoğunluğa kemer sıktırıyor.
Faize ayrılan devasa kaynağın yanında, üretim ve refah kalemleri adeta sembolik kalıyor. 2026’da bütçeden tarıma ayrılan pay, faiz giderlerinin yalnızca on altıda biri. Toprağı işleyen, ülkenin gıda güvenliğini sağlayan çiftçiye bu kadar........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon