“Vergiyi emekçinin sırtına yüklemek”
Türkiye’de işsizlik, vergi adaleti ve enflasyon hedefleri üzerine tartışmalar son dönemde iyice yoğunlaştı. Rakamlar kağıt üzerinde güzel görünebilir ama derinlemesine bakıldığında tablo çok farklı. Resmi işsizlik oranları düşüyor gibi görünse de iş bulma umudunu kaybeden, çalışabilir durumda olduğu halde iş aramayanların sayısı hızla artıyor. Aynı zamanda vergi yükünün aslan payı emekçilerin omuzunda, şirketlerin payı ise hızla azalıyor. Bu tablo, hem ekonomik adalet hem de toplumsal huzur açısından ciddi soru işaretleri doğuruyor.
İşsizliği düşürmenin “matematiği”
Türkiye’de dar tanımlı resmi işsiz sayısı 3 milyon 34 bin kişi olarak açıklandı. Yüzeysel bakıldığında bu rakam bir başarı gibi görünebilir. Ancak asıl mesele, iş aramayan ama çalışabilir durumda olan insanların hızla artması.
Bugün 4 milyon 903 bin kişi iş bulma umudunu kaybettiği ya da başka gerekçelerle iş aramadığı için resmi işsiz sayısına dahil edilmiyor. Yani aslında bu insanlar da işsiz ama istatistiklere girmiyorlar. Bu nedenle dar tanımlı işsizlik düşerken, “gizli işsizlik” katlanarak........
© Yeniçağ
