Alışveriş mi Kahve mi? İkisi Birden!
Artık mağazaya girince raflardan önce kahve kokusu karşılıyor insanı. O koku bir yandan “gel, biraz otur” diye fısıldıyor, bir yandan da alışverişi bambaşka bir havaya sokuyor.
Eskiden mağazaya girilirdi, bakılırdı, alınırdı, çıkılırdı. Şimdi iş değişti. Mağaza dediğin yer rafların arasında kahve fincanlarının dolaştığı küçük bir sosyal alan…
Çanta deniyorsunuz ama yan masada latte köpürüyor. Bir elinizde alışveriş poşeti, diğerinde kahve kupası. Ayakkabı denerken cappuccino eşlik ediyor. Hatta öyle ki bazen kahve bahane, mağazaya uğrama sebebi asıl kahve molası oluyor.
Bu yeni düzenin adı aslında “deneyim ekonomisi”.
Yani artık önemli olan yalnızca ne satın aldığınız değil, o süreçte ne hissettiğiniz. Kahve tam da bu duyguya tercüman oluyor.
Dior’un Dallas’taki mağazasında açtığı Café Dior örneğin… Michelin yıldızlı bir şefin tatlılarıyla koleksiyona göz atmak, alışverişi modadan çok bir sahne performansına dönüştürüyor.
Gucci mağazalarında kahve........
© Yeniçağ
