Sessiz değişim gürültülü zemin…
Bazen bir ülkenin en gürültülü dönemi, aslında en sessiz dönüşümüdür.
Gürültü dışarıdadır ama değişim içeride, katman katman ilerler.
Bugün Türkiye’de yaşanan da tam olarak bu: çok ses, çok hareket, ama belirsiz bir yön.
Her kesim bir biçimde bu dalgadan payını alıyor.
Siyasetçiler, iş insanları, medya çevreleri, bürokrasi…
Yargı kararları artık yalnızca hukukun konusu değil; siyaseti, ekonomiyi, hatta toplumsal psikolojiyi yönlendiren bir etken.
Ve bütün bu hamleler toplumun gözünde bir “yenilenme” değil, “yeniden dizayn” olarak okunuyor.
Hedef değil, denge değişiyor
Belki de mesele, kimlerin hedefte olduğundan çok, hedeflerin sürekli değişmesinde.
Bu değişkenlik, artık klasik iktidar-muhalefet eksenini aşıyor.
Devletin bütün damarlarında bir yeniden yapılanma arzusu dolaşıyor.
Ama bu arzu, bir güven duygusu değil, bir belirsizlik atmosferi yaratıyor.
Bir dava kapanıyor, piyasa sarsılıyor.
Bir karar açıklanıyor, medya yön değiştiriyor.
Bir görevden alma kararıyla beraber sermaye haritası yeniden çiziliyor.
Zincirin halkaları birbirine hiç olmadığı kadar bağlı.
Ama tuhaf olan şu: bu kadar çok hareket, bu kadar az güven üretiyor.
Yargı kararlarının siyaseti, siyasetin iş dünyasını, iş dünyasının da toplumu etkilediği bir süreçte, artık “taraf” olmanın anlamı kalmıyor.
Çünkü taraflar değişiyor, merkez sabit kalmıyor.
Bir dönem “merkez”de sayılan aktörler bugün çevrede, dün kenarda duranlar ise sistemle daha uyumlu bir noktada.
Bu da gösteriyor ki asıl mesele kimin kazandığı değil, oyunun nerede oynandığı.
İş dünyasında uzun yıllar boyunca devletle iç içe yürüyen bazı çevreler, şimdi farklı bir hesap........





















Toi Staff
Tarik Cyril Amar
Gideon Levy
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d