menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şehre taşınan terör

11 0
07.10.2025

Son dönemde “terörsüz Türkiye” söylemi, siyaset dilinde yeni bir normalleşme göstergesi olarak sıkça yineleniyor. Özellikle PKK kaynaklı terör üzerinden oluşturulan bu söylem uzun yıllardır ülkenin doğusunda ve büyük şehirlerinde yaşanan korku atmosferinin yok olması umudu ile besleniyor. Ancak bir başka gerçek daha var: Bu söylemlerin gerçekle uyumlu olduğunu varsaysak dahi, başka bir biçimiyle yeniden yüz yüze gelip durmuyor muyuz?

Sınır hattında sessizlik hâkimken, şehirlerin içinde yeni bir “sokak terörü” yükselmiyor mu?

Bugün birçok kentte gençlerin çeteleşmesi, kendi mahallelerinde “bölge hâkimiyeti” kurmaya çalışması, hatta bu grupların sosyal medyada şiddet videolarıyla güç gösterisi yapması artık sıradan haberler haline geldi. Adlarını bilmesek de, neredeyse çizgi film karakterlerinden alınma isimlerle anılan bu yapılar, ironik biçimde toplumun içinde gerçek bir korku üretiyor. O karakterler gibi sevimli de değiller.
Bu gruplar ideolojik değil; çıkar, saygı ve güç üzerinden örgütleniyor. Fakat sonuç değişmiyor: Sokaklar yeniden bir terör diline teslim ediliyor.

Bu tabloyu sadece “asayiş” meselesi olarak görmek, tehlikeyi küçümsemek olur. Çünkü bu çeteleşme, toplumsal dokudaki derin çatlakların yansıması.

Ekonomik sıkışmışlık, işsizlik, umutsuzluk, adaletsizlik hissi ve cezasızlık algısı birleştiğinde, gençlerin bir kısmı için bu gruplar “güç kazanmanın” en kısa yolu haline geliyor.

Bir kısmı görünür olabilmek, bir kısmı hayatta kalabilmek, bir kısmı da çaresizliğini gizleyebilmek için şiddete yöneliyor.

Sokakta adalet arayan, kendi hukukunu kurmaya çalışan bu yeni kuşak, aslında kendince eksik bırakılan bir alanı dolduruyor — hem de şiddet yoluyla.

Üstelik çetelerin cesaretini artıran en önemli unsur, cezasızlık algısı.
Bugün toplumun geniş bir........

© Yeniçağ