Kıbrıs’ta devlet aklı mı sandık siyaseti mi?
Kıbrıs meselesinde yıllardır en çok şikâyet ettiğimiz şey nedir? Belirsizlik. Tutarsızlık. Ve aynı anda farklı yönlere çekilen bir siyaset dili. Bugün gelinen noktada artık soruyu dolandırmadan sormak gerekir: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve Milli Güvenlik Kurulu’nun açık “iki devletli çözüm” kararları ortadayken, KKTC Cumhuriyet Meclisi de aynı doğrultuda irade ortaya koymuşken, KKTC Cumhurbaşkanı’nın Rum liderle yaptığı son görüşmede federasyon zeminini çağrıştıran bir dil kullanması bir ikilem değil midir? Dahası, bu durum bir devlet politikası mıdır, yoksa kişisel bir yol haritası mıdır?
Türkiye Cumhuriyeti açısından konu nettir. “Federasyon defteri kapanmıştır” ifadesi bir temenni değil, MGK kararlarıyla, Meclis iradesiyle ve resmî diplomatik söylemlerle kayıt altına alınmış bir devlet politikasıdır. Aynı şekilde KKTC Cumhuriyet Meclisi de iki devletli çözümü esas alan kararlar almış, egemen eşitliği temel alan yeni bir yol çizmiştir.
Bu tabloya rağmen, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamından BM parametreleri, siyasi eşitlik ve ortak zemin gibi kavramlar üzerinden federasyon çağrışımı yapan mesajlar verilmesi, sıradan bir diplomatik temas olarak görülemez. Çünkü Kıbrıs meselesinde kelimeler masum değildir; her ifade, uluslararası literatürde belirli bir yola işaret eder. “Siyasi eşitlik” kavramı da bunlardan biridir. Bu kavram, BM belgelerinde egemen eşitliği değil; iki toplumlu, iki bölgeli federal çözümün temel unsurlarını tarif eder. Geçmişte defalarca Rum tarafının içini boşalttığı, Türk tarafını ise azınlık konumuna........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel