menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dr. Devlet Bahçeli: ‘Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?’

78 0
08.05.2025

Recep Tayyip Erdoğan, 9 Ocak’tan beri yüz yüze görüşmediği/görüşemediği müttefiki Dr. Devlet Bahçeli’yle önceki gün, Devlet Bey’in konağında bir araya geldi. Görüşme 35 dakika sürdü. Hâl hatır sorgusundan, geçmiş olsun dileklerinden sonra elbette, memleketin mutabık kalmaları gereken temel meselelerinin ana başlıklarının altını çizmişlerdir.

Sizi 40 sene önceye götüreceğim. Yıl 1986. 12 Eylül 1980 Darbesi’nin dumanı hâlâ tütüyor. Darbeden sonra kapatılan partiler henüz açılmamış ama yasaklı olmayan siyasîler yeni partiler kuruyorlar. Kurucular çoklukla emanetçi. Sonra kurulan partiler önceki bilinen liderlere teslim edilecek. O sıra Turgut Özal liderliğinde Anavatan Partisi (ANAP) iktidarda.

Dr. Devlet Bahçeli, hem üniversitede öğretim üyesi, hem siyasetin içinde... Onun merkezi MHP.

Kendi adıyla 28 Şubat 1986 günü, sağın önde gelen gazetesi “Tercüman”da yayınladığı “Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?” başlıklı makalesini bilen var mı bilmiyorum.

Her satırı düşünüle düşünüle dikkatle yazılmış bu makale, “Milliyetçi Hareket’te Yeni Dönem ve Dr. Devlet Bahçeli” kitabımızda yer alıyor. O makaleyi kendileri mi vermişti yoksa o zaman Tercüman gazetesindeydim, ben mi ayırmıştım, aklımda değil.

12 Eylül'den sonra Milliyetçi Hareket'in bir ideoloğu olarak sağda birleşmenin zarureti üzerinde duruyor. Tarihî not. Yarınlar için köşeme taşıyorum.

***

‘Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?’

Yeniden demokrasiye geçiş döneminin iki yılını geride bırakır­ken, hâlâ ülkemizde hür parlamenter sistemin temel unsuru olarak ka­bul edilen siyasî partileşmenin istikrara kavuşamadığını anlaşılmakta­dır.

Bilindiği gibi, 12 Eylül Harekâtı’nın oluşturmak istediği siyasî ve sosyal ortam 1982 Anayasası ile güven altına alınmıştır. Ancak, si­yasî atmosferin demokratikleşme süreci içerisinde gittikçe yumuşama eğilimi gösterdiği bir gerçektir. Bu eğilimden yararlanmak isteyen 1960’lı yıllardan bu yana kristalize olmuş fikir ve görüşlerin siyasî kad­roları; bir yandan Anayasa değişikliğini, öte yandan yeni arayış ve olu­şumları gündeme getirmek istemektedirler.

6 Kasım seçimlerine katılan siyasî partilerin Türk toplumunun arzu ve özlemleri istikametinde oluşmadığı gerekçesiyle yeni parti ku­ruluşları gerçekleştirirken, mevcut partilerin bazılarının revizyonu, ba­zılarının ise tasfiyesi yolunda gayretlerin olduğu dikkat çekmektedir. Nitekim, ilk önce siyasî partiler yelpazesinin solunda ortaya çıkan bu........

© Yeniçağ