‘Ermeni Kilisesi ve Türkler’
Hep barış içinde olalım. Ne Türk Ermeni’ye, ne Ermeni Türk’e bir söz etsin. Ne Türk Yunan’a, ne Yunan Türk’e yan gözle baksın. Üçü birbiriyle iç içe. Kaç defa yazdık.
“Düşmanlık” lağımında debelenenler bizim yazdıklarımızı kavramaktan âcizler. Onlar “nefret” sloganlarını bayrak yapmışlar, oraya buraya saldırıyorlar. Bana da saldırdılar. Ne demek istediğimizi çok iyi anlamalarına rağmen “düşmanlık”la hayat buldukları için ağızlarını “nefret”le açıp “nefret”le kapatıyorlar. Beyin zarlarındaki örse, onları sapkın mecralara sürüklüyor, saldırıdan, ötekileştirmeden, nefretten, kendi olamamaktan marazî zevk aldırıyor.
Dünya şimdi diken üstünde... İsrail’in Gazze katliamı gide gide nükleer savaşa dönüşecek diye yazmıştım. Ve o hâle geldi. ABD’nin bir sözü bir sözünü tutmayan savruk başkanı Donald Trump’tan aldıkları büyük destekle dün gece İran’a saldırdılar. Akılları sıra İran’ı tüketecekler. Önümüzdeki aylarda, yıllarda demiyorum, günlerde kimin daha büyük yara alacağını göreceğiz. İran bugün yenilir yarın dirilir. Tarihinde “diriliş” var.
Sonra bu meseleye derinliğine gireceğiz. Bugün kitap günümüz.
***
Prof. Dr. Abdurrahman Küçük, dinler tarihi alanında Türkiye’de sayılı isimlerdendir. Hususiyetle, Ermeni-Türk bağını onun ayrıntılı çalışmalarından öğreniyoruz.
“Ermeni Kilisesi ve Türkler” kitabı (Berikan Yayınları, 240 s.) iki milletin nasıl iç içe girdiğini ve birinin diğerini, ancak, “kilise” ve “cami” farkıyla........
© Yeniçağ
