Geri dönemeyiz
Türkiye’nin; “Ümmet” kavramı üzerinden “Terörsüz Türkiye” başlığı altında, Türk-Kürt-Arap kardeşliği bahanesiyle siyasal olarak bölünmesiyle karşı karşıyayız. İçinde düşürüldüğümüz durum budur. Yıllara yayıldığı anlaşılan bu gizli ajandaların başarıya ulaşması için önümüzde anayasa değişikliği var. Dolayısı ile önceden ara sıra dillendirilen “darbe anayasası” kavramını çok daha sık duyacağız.
Böylece, “Darbe anayasası” diyerek, yerine, PKK’lılarla anayasa yapıldığını “Terörsüz Türkiye” güzellemesi ile kapatacaklar. Bu arada Atatürk’e karşı hakaret içeren olumsuz sözlerin yayılması, Cumhuriyetin kuruluşuna yönelik eleştiriler aratacak.
Çünkü, Atatürk’ün kurduğu Türkiye ile savaşıyorlar. Milli/ulusal üniter devleti, Türk-Kürt -Arap bloklara ayırıp güya ümmet şemsiyesi altında birleştirip toplayacaklar. Aleviler ne olacak dersiniz, onları CHP’ye bırakacaklar.
Türkleri, milliyetçi(!) Bahçeli, Kürtleri Teröristbaşı Apo, Arapları ve diğer etnik grupları AKP sahiplenecek.
Koalisyon tamam.
ABD Büyükelçisi de öyle dememiş miydi? Osmanlı “Millet sistemiyle” yıllarca büyük coğrafyalara hükmetmemiş miydi?
Öyle ise Tek başına Türk olmak da neyin nesi?
Orta çağ tarım toplumlarının sermayesi ve gelir kaynağı, toplumun yapısını şekillendiren olgu topraktı. Savaşlar, din savaşlarıydı. Kimlikler de dini kimliklerdi.
Sanayi devrimi ve sonrasında gelişen endüstri toplumu gelişip büyüdükçe imparatorluklar teker teker dağıldı. Osmanlı’nın mükemmel sanılan “Millet sistemi”, devlet........
© Yeniçağ
