menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu siyasi kadrolardan demokrasi çıkmaz!

45 5
28.06.2025

Demokrasinin olağan işleyişine müdahale eden iktidar, bunu hukuksal gücü kullanarak yapıyor. Halbuki hukuksal “yargı gücü” de milli egemenliğin bir parçasıdır ve milli iradeyi temsil eder. Dolayısı ile, iktidarın tekelinde değildir. Mahkemeler işte bu sebeple “Türk Milleti” adına karar verir.

“Türk Milleti adına” karar vermesi beklenen mahkemelerin işleyişine müdahale, her zaman ve her dönem olmuştu. Meselâ 27 Mayıs yargılamaları bunun en bilinen örneğidir.

Menderes’in yarattığı partizanlığın benzerlerini AKP iktidarları boyunca hep yaşadık ve şimdi zirvesine gelmiş bulunuyoruz. Kısaca tarih, 27 Mayıs’tan en çok şikâyet edenlere hiç ders vermemiş görülüyor.

İmamoğlu’nun tutuklanması, ardından Ümit Özdağ’ın “Cumhurbaşkanı’na hakaretle” başlayıp, “Halkı kin ve düşmanlığa sevkle” biten hukuksal süreçler kamu vicdanında olumlu karşılanmadığı gibi Ümit Özdağ’a verilen ceza ile yatılan hapis arasındaki farkla devlet, dolayısı ile hukuksal düzen, Özdağ’a borçlu kaldı. Yani fazla yatmış oldu.

Olağan düzende buna gerek olur muydu?

Olmazdı tabi.

Burada Ümit Özdağ’ın dillendirdiği “Düşman hukuku” kavramı öne çıkıyor. Kişiye göre hukuk veya ayrımcı hukuk anlamına geliyor. Bu durumda hukuksal işlemler, suça göre herkese eşit değil, kişiye göre gerekirse suç varmış gibi uygulanabiliyor. Bunun böyle uygulandığının tipik örneklerini 15 Temmuz’dan önce Fetö operasyonlarıyla gördük.

Görmesine gördük de Ülke........

© Yeniçağ