menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Muaviye’den tekçi ulus devletlere devriye eden teolojik süreklilik

14 0
15.10.2025

İslam siyaset tarihinde Muaviye yalnızca bir kişi değil, bir dönüm noktasıdır, kapital İslam’ın bir fenomenidir. Onun iktidar anlayışı, İnancın adalet merkezli değerlerinden çok, güç, çıkar ve yönetim hırsına yaslanıyordu. Bu nedenle “Muaviye zihniyeti” dediğimiz şey, sadece geçmişte kalmış bir siyaset tarzı değil; bugün de Ortadoğu’nun damarlarında dolaşan bir bilinç.

Muaviye, Mekke’nin zengin ve aristokrat Ümeyye ailesinde dünyaya geldi. Ticaretle, yönetimle ve diplomasiyle iç içe büyüdü. Mekke’nin o dönemdeki yönetici elitleri arasında yer alan ailesi, iktidar hırsı, pragmatizm ve siyasal kurnazlığıyla tanınırdı. Muaviye Mekke’nin “derin iktidarı” olarak tanımlanan Ümeyye ailesine ait “Beyaz Araplar”lardandır.

Dolayısıyla Muaviye’nin iktidar anlayışı, sadece kişisel hırslarından değil, ait olduğu sınıfın tarihsel mirasından besleniyordu. Bugün “kapital İslam” diye adlandırılan anlayışın temelleri de o dönemde atılmıştır. Muaviye rejimi ya da Emevi İslam anlayışının dayandığı sınıfsal, ekonomik ideolojik altyapıyı iyi irdelemek gerekiyor. Sınıfsal olarak aşiret toplumsal formu üzerinden kendini ifade etmişti. Ekonomik olarak “Fetih” adı altında talan, istila ve ganimet, resmi ideoloji olarak da iktidar İslami ve kadercilik.

Hz. Muhammed’in Medine’de kurduğu eşitlikçi ve adalet merkezli yapı olan “Medine Sözleşmesi” İslam siyaset düşüncesinin demokratik toplum örneğidir. Ancak Muaviye döneminde adalet, ehliyet, meşveret ve maslahat değerleri iktidarın ayakları altında can çekişir duruma düştü.

Hilafet, yerini saltanata; yöneticilik, teolojik meşruiyetle süslenmiş bir egemenlik biçimine bıraktı. Bu değişim, yalnızca siyasal düzeni değil, toplumsal bilinci de dönüştürdü. Eleştiri kültürü zayıfladı, adaletin yerini düzeni koruma anlayışı aldı. İtaat, dini bir erdem haline getirildi.

Kur’an’ın mızraklara takıldığı gün

Muaviye zihniyetinin en sembolik anı, Sıffin Savaşı’nda Kur’an sayfalarının mızraklara takıldığı o gündür. “Kur’an hakem olsun” çağrısı, aslında İslam tarihinde en kutsal olanın siyasallaştırılmasının en erken örneklerinden biridir.

O andan........

© Yeni Yaşam