menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nasıl bir demokrasi talep etmeliyiz?

23 0
21.09.2025

“Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım…” (Mevlâna)

Otokrasiler liberal demokrasiler için bir tehdit olduğu gibi, doğrudan-çoğulcu bir demokrasiyi inşa etmek için de iyi bir fırsattır. Şu anda bir dönemin sonuna ve fakat yeni bir dönemin doğuşuna tanık oluyoruz. Buradaki soru “yeninin doğup doğmayacağı değil (zira yeni zaten doğuyor), bu yeninin ya da değişimin egemen sınıflar ve güçler tarafından mı yoksa emek, demokrasi, barış ve özgürlük güçleri tarafından mı şekillendirileceğidir”.

Güçlendirilmiş Parlamenter Demokrasi mi?

Bugün Türkiye’de, başta CHP olmak üzere, siyasal partiler genelde siyasal ve ekonomik düzenin muhalefeti değil, iktidardaki partilerin muhalefeti konumundalar. Muhalefetlerini “AKP karşıtlığı” temelinde yürütüyorlar. Demokrasi konusunda ise “Güçlendirilmiş Parlamenter Demokrasi” adı altında geçmişe geri dönüşü öneriyorlar.

Sanki demokrasi tamamlanmış bir projeymiş ve saldırı altındaymış gibi (tamamlanmayı bekleyen, bitmemiş bir şey değilmiş gibi), sıklıkla çalışmalarını “otoriterliğe karşı demokrasiyi savunmak” olarak çerçevelendiriyorlar.

“Eski ölüyor, yeniyi doğurtmak lazım”

Bu savunmacı tutum, daha önce sahip olduğumuz demokrasinin yeterince iyi olduğu, dolayısıyla görevimizin onu korumak olduğu varsayımına dayanıyor. Oysa mevcut otokratik rejimler asıl olarak temsili parlamenter demokrasinin yetersizliklerinin bir sonucudur.

İşin aslı şu an savunmaya çalışılan demokrasi, dışlama, inkâr, sömürü ve egemenlik araçlarıyla inşa edilmiş olan bir demokrasidir: soykırımların yaşandığı, diğer etnisitelerin varlığının inkarına ve ezilmesine dayalı, emek dostu da olmayan “temsili bir demokrasi”. Örneğin Türkiye’de bu demokrasi kendisini; “Türk, erkek, burjuva ve Sünni hegemonyasına dayalı bir Cumhuriyet ama asla demokratik olmayan bir cumhuriyet olarak şu ana kadar var etmiştir.

Demokratik ve Sosyal Cumhuriyet

Bu nedenle artık çok daha güçlü bir demokrasiyi inşa etmek durumundayız. Bunun için de öncelikle, seçimimizin, demokrasi ile otoriterlik arasında olduğu yanılsamasına düşmemeliyiz. Otokrasiye karşı çıkarken, asıl seçimin ülkede şu ana kadar varmış gibi yapılan demokrasi ile var olabilecek gerçek bir demokrasi arasındaki bir seçim olduğu unutulmamalıdır.

İkinci olarak, bu seçim sol ve sağ ya da ilerici ve muhafazakârlar arasındaki bir kavga değildir. Bu, insan olmanın ne anlama geldiği ve çocuklarımıza ne tür bir toplum ve........

© Yeni Yaşam