menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çizdim ama oynamıyorum denilemez

10 0
22.05.2025

Kürt meselesiyle ilgili somut, güncel ve barışı sağlamaya odaklanmış bir siyaset yürütülüyor.

Abdullah Öcalan 18 Mayıs 2025 tarihinde kamuoyuna “Kardeşlik hukuku üzerinde bir yeni sözleşmeye ihtiyaç var” mesajını iletiyor. Aynı gün Devlet Bahçeli “önümüzdeki dönemin yol haritasını belirlemek üzere, bütün toplumsal kesimlerin temsilcileri olan siyasi partilerin katılımı ile bir komisyon kurulması akla en yatkın seçenektir” diyerek TBMM’de bir komisyon kurulmasını teklif ediyor.

Gerçeklik, başlangıçta soluk bir ışık olarak gözükse de siyasal gelişmeler son derece açık ve somut. Bu gidişatı serinkanlılıkla okumalıyız. Bu bağlamda AKP, Bahçeli’nin önerisini kabul etmiyor. Bu bir çelişki ve olup bitenlerin başından beri tekrarlanan bir silüet.

El sıkışıldı, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” yapıldı, PKK kongresi fesih kararı aldı, Bahçeli “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir” dedi. Erdoğan dahi “kayyımlar istisnai olmalıdır” şeklinde konuştu.

Bunlar oldu ve “çizdim ama oynamıyorum” demek mümkün değil. Hayatın, siyasetin ve tarihin olağan bir akışı var. Göğe direk, denize kapak olmaz. Bahçeli “Elbette zaman geriye değil ileriye doğru akmaktadır” diyerek bu durumun altını çiziyor. Söylenenler söyleyenleri bağlar. Bu işte geriye dönmeye çalışanlar damgalanır, politik pozisyonunu ve meşru varlığını kaybeder.

PKK’nin fesih açıklamasının, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’de “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nda dile getirdiği düşünceler ve saptamalar doğrultusunda gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Bunu Öcalan, “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin yapacağı gibi” diyerek anmıştı. PKK buna uygun bir tutum belirledi. Bu tablonun kendisi Kürt hareketinin içinde bir ortaklığın sağlanabilmiş........

© Yeni Yaşam