Silahların gölgesinden barış ve demokratikleşmeye
Osmanlı İmparatorluğu, hiç kuşku yok ki, bir özgürlük deryası değil, bir halklar hapishanesiydi. Ancak, modernleşme sürecinin başlangıcı sayılan Türkiye Cumhuriyeti de tekçi ulus-devlet modelinde, Kürt halkı için inkar ve baskıyı egemen kıldı.
Kürt kimliğinin inkarı ve askeri yöntemlerle bastırılması pratikleri, sorunu daha da derinleştirdi. Demokratik siyaset kanalları da giderek hepten tıkandı. Kürt sorununun varlığını siyasal mücadele kanalları içinde ifade eden dernekler ve TİP de dahil olmak üzere çok sayıda parti kapatıldı, Türkiye tarihi bu nedenle bir siyasi partiler mezarlığı haline geldi.
‘68 Gençlik Hareketi, Kürt halkının eşitlik taleplerini farklı bir düzlemde gündeme getirdi. Zap suyuna köprü inşası önerisinin de sahiplerinden olan ve yine idam sehpasında, “Kürt ve Türk halkları”na dair sözleriyle Deniz Gezmiş, kuşaklarca önemli bir etki yarattı. 12 Mart 1971 darbesinin etkileri atlatılıp devrimci sosyalist hareketlerin yeniden örgütlendiği koşullarda, Kürt sorununu da merkezine alan pek çok sosyalist örgütlenme ortaya çıktı.
Ancak 12 Eylül askeri darbesiyle kurulan ağır baskı rejimi, 12 Eylül Anayasasının tekçi ulus devlet modelini daha da katmerleştirmesi Kürt sorununu da başka bir aşamaya taşıdı. Diyarbakır Cezaevi işkence ve ölüm kampına dönüştürüldü. 1978’de kurulmuş olan PKK’nin, 1984 yılında silahlı eylemi temel yöntem olarak benimsemesiyle 40 yılı aşkın bir süredir çatışmalar yaşandı. Dinmeyen şiddet ve tarifi zor acı sonuçlar oldu.
Yeni süreç çözüm getirecek mi?
Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesi, on yıllardır Ortadoğu’nun karmaşık siyasi panoramasında belirgin bir yer tuttu. Demokratik çözüm arayışları hiç bitmedi. Ateşkesler ve çözüm süreçleri yaşandı. Yeniden böylesi bir aşamadayız. İç nedenler ve Suriye’de ortaya çıkan yeni sürecin de zorladığı uluslararası koşullarda, adı konulmamış olsa da yeni bir süreç yaşıyoruz. Bu sürecin önemli bir adımı olarak, PKK, 5-7 Mayıs 2025’te toplanan 12. Kongresi’nde, tarihsel bir karar alarak, örgütsel yapısını feshetti ve silahlı tarzı sonlandırdığını ilan etti.
Bu karar, yalnızca Kürt hareketi ve Kürt halkı için değil, bölge halkları, küresel barış ve demokrasi mücadeleleri için de büyük bir anlam........
© Yeni Yaşam
