Zulumxanede tarihi an’a tanıklık
Bombardımanın orta yerinde Barış ve Demokratik Toplum adasından yol alıp, ateş hattı Ortadoğu’nun kalbi Kürdistan’da inşaya devam ettiler. Cihanı aleme bir nefes penceresi açtılar. İlklerin sahibi tarihlerine mahsus duruşa bağlı kalarak.
Mezopotamya-Anadolu’yu kucaklayan Zagros-Toros dağ silsilesinin heybetinde, dağlara kök salmış yaşamın yamaç yeşiliyle Besê Hozat, kuş tüyü hafifliğini hissettiren kalaşnikofla önde; arkasında 29 gerilla aynı hafifliği nakşeden silahlarıyla birer basamak arayla, yarım asra varan direniş kültürlerine has ahenkli nizamlarıyla süzüldüler. Etikten yoksun tüm saldırıların onlarda yok edemediği ciddiyet, samimiyet, dürüstlük nehrin kolları misali akmaları… Emsalsiz değerde bilgeliği temsil edercesine onurlu, kararlı, düşünceliydiler.
Yürüyüş ahenkleri ortak duygunun yolculuğuydu. Bir adımdan fazla geri adım bırakmadan aynı yolculuğa ve herkesin nefes alacağı pencereye sahip çıkmaya davetiye çıkarmayı ihmal etmediler.
Özgür iradenin esintisini göz yakan temmuz sıcaklığını, “yaşa-yaşat” meltem serinliğini armağan etme idealarına sımsıkı bağlı olmanın başı dik duruşuydular.
Dünyanın dört bir yanından gelen mütevazi katılımcılara “müsterih olun, buradayız” der gibi yanlarından geçtiler. Zira ret ve inkara, böl-parçalamaya, kana doymayan katillerin yeri-göğü silahlandırdığı Orta Doğu’da silahları yakmanın, tasavvuru imkânsız bir tehlikede olduğu bir dünyanın atmosfer katmanında olduklarının inanılmaz ağırlığının farkındaydılar. Amasız-fakatsız yükün en ağırını sırtlamışlardı. Omuz verenler çoğaltılmadan “müsterih olmayın” iletisini vermeyi sorumluktan saymayı da ihmal etmediler.
Yerlerini........
© Yeni Yaşam
