menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Umudun özgürlüğüne yürüyüş

8 0
29.10.2025

Bu sürecin en temel ilkelerinden biri kadına yönelik saldırılara karşı demokratik hak olan hukuki mücadele vermek, hesap verilmesini sağlamak ve olası benzer saldırıların önüne geçmek, geçmişte yaşananlarda dahil yüzleşmeyi sağlamak, barış ve demokratik toplumun inşasına hizmet etmektir. Savaş karşıtlığıdır

Ayşe Gökkan

Sincan zulümxanesi sonbahar renklerinin sıcaklığını hissedemeyecek kadar kendi cürmünde boğulurken biz her mevsimin güzellikleri, doğadan fışkıran bereketi ve bize düşen pay ile direniş akışkanlığında güne uyanırız. Sabah çayı, kürdi leylan mırıltıları arasında ritüelsel demlenir. Ne erken ne geç kalkılır.

Yerli halkların deyimiyle ruh ne geride kalmalı ne önden yürümeli kendi ahenginde. Sabun kokusunun odalardan yayılması yaşamların birer birer hareketlendiğini haber verir. Kahvaltı soframızda acı, tatlı, ekşi, tuzlu var elbet, hayatlardan bin bir hayallerde.

Etik değerlerden hallere sonsuz yer açılır soframızda ama ihanet, yalan, dolan, ikiyüzlülük, ret, inkara yer yok. İnsanlığın, yeryüzü renklerinin hayal ettiği sofra da bu değil mi? Onurlu yaşam uğruna bin bir bedel ödediğimiz…

Güne devamla sonbaharlıklar dolanır etrafımıza. Payizxer damlalarıyla yosun tutmuşsa, havalandırmanın incecik çatlakları su veriyoruz onlara. Sonra bize yoldaş olan serçeler, güvercinler, kargalar, ala kargalar, sığırcakların, akşamdan kalan suları yiyecekleri tazelenir kaçak çaylarımızın eşliğinde.

Güneş bütün haşmetiyle direnip yedi kat duvarların ardından ulaşmışsa bize, günün yarısına doğru olduğumuzu haber verir. O ana kadar fikirlerin analiz halayından çıkmak üzereyizdir; öğrendiğimiz de bilmemenin sonsuzluğu olur an’ın sonunda.

Sonbaharın hüzünlü, sevinçli, bereketli hikayeleriyle bizleri Kürdistan’ın dört bir yanından toplayıp zulümxaneye kapatan zihniyet sistemine inat, yoldaş izleri eşlik eder hayatlarımıza ve gücün zor zamanlarıyla baş etmeye. Ülkemizde payizxer ile boy veren payize hazırlanan payizvar, Payizokların salkımları, incirleri, tatları, her birimizin anılarında bıraktığı izleri, Gladio devletlerin komplolarla karartmak istediği halklar, hayatlar.

Ağır hasta tutsaklara son nefesine kadar uyguladıkları işkence, çocukluğunu, gençliğini, orta yaşını, tam 34 yılını zulümxanede geçiren insanlık sofrasını koruyan direnişçiler ve öncekilerin izleri ve demokrasiye savaş açanların vahşeti. Bugün bu izlere yol yoldaş olanlarla bir araya geldik. Klasik söylenme içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye yol aldık fark bırakılmayan bu iki mekânda. Tilililer Jin jiyan Azadi eşliğinde duvarları aştı, kulak kabarttık. Bizi duyarcasına biraz ara verdiklerinde bir ses verdik.

“Jin........

© Yeni Yaşam